Hava Durumu

İslam'da nikahlanma ile ilgili zor sorular ve cevapları (2)

Yazının Giriş Tarihi: 22.02.2019 07:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.02.2019 07:26

 (Geçen haftadan devamla)

   5. Hz. Peygamber ve diğer İslam büyüklerinin evliliklerinin izahı...

Şüphesiz ki hepsi de önceki iki yazımızda açık bir şekilde belirttiğimiz ruhsatı kullanmışlardır.

Şimdi... En çok merak edilen (Bazı kesimlerce yadırganan!) Hz. Peygamber'in evliliklerini esas alırsak;

    - Kendileri 25 yaşındayken 40 yaşında, üstelik ikinci defa dul ve iki çocuklu bir kadınla (Hz. Hatice) evlenmiş ve o ölünceye kadar da başka evlilik yapmamıştır.

Yani asıl (Bedeni ve cinsel anlamda güçlü olduğu) gençlik yıllarında bir çok evlilik yapabilecek imkana sahip olmasına rağmen (Peygamber olduktan sonraki 10 yıl da dahil!) bunu yapmamıştır ki bu, "O'nun evliliklerinde cinselliğin (En azından) ön planda olmadığını göstermektedir"  diye düşünmekteyim.

    - Ancak Hz. Ayşe ile olan evliliği özel bir durum arz etmektedir ki Peygamber Efendimiz 50 yaşlarında iken 17-18 yaşlarındaki (Kimine göre çok daha küçüktü ama bunun Emevi Saltanatı dinciliği için uydurulmuş bir yalan olduğu ağırlıklı kanaattir) onunla evlenmiştir. Bu evliliğin bir başka özelliği de ilk evliliğinin Hz. Hatice'nin teklifi ve isteği ile gerçekleşmiş olması, Hz. Ayşe'yi ise babası Hz. Ebubekir'den bizzat Peygamberimizin istemiş olmasıdır.

Bu bağlamda O'nun 50 yaşlarındayken, 17-18 yaşlarındaki bir kadını nikahlamış olmasının amaç ve gereğinin ne olduğu hususlarında ortak bir kanaat yoktur. O'nun da ancak bir insan olduğu ve bedeni ihtiyaçları gerçeğinde zürriyetinin devamını murat etmiş olabileceği düşünülebilir. Şüphesiz doğrusunu Allah bilir.

    - Eğer hür hanımlar kendi iradeleriyle, O'nun nikahına girmek istemişlerse, O'nu diğer eşleriyle cismani olarak paylaşmaya değil de ruhani bir amaçla ya da bir başka deyişle Peygamberin (Yüce, saygın, emin bir insanın) eşi olmak şerefine nail olmaya gelmişlerse, buna Kur'an'ın koyduğu bir yasak olmadığı gibi toplumun da söyleyebileceği muarız bir şey olamaz.

    - Unutulmaması gereken bir başka nokta da, Kur'an'da Hz. Peygamber'e diğer Müslümanlardan farklı olarak verilen tek ayrıcalık mehirsiz olarak evlenebilmesidir (Ahzab 50).

    - Sonuç olarak bütün bunlardan anlaşılması gereken O'nun yaptığı nikahlamalarda yaşadığı toplumdaki meri hukuka (İslam Hukuku) aykırılık söz konusu değildi. Gelenek, görenek, insan psikolojisi, toplumun yargı değerleri de buna müsaitti. Çünkü Arap toplumunun İslam öncesi evlilik adetleri sınırsız sayıda kadınla evlenebilmek üzerine idi.

İşte önceki bir yazımızda  "Verilen bu ruhsatın sayısal uygulamaları ise toplumun gelenek, görenek, güç dengeleri, meri hukuk, toplumun değer yargıları ve insan psikolojisine göre şekillenmiştir." derken anlatmak istediğimiz tam da bu nokta idi.

   - Bu itibarladır ki Peygamberimiz hem iki defa evlenip boşanmış kendisinden oldukça yaşlı bir kadınla evlenmiş, hem de kendisinden çok genç bir kadınla evlenmiş, hem çok kadınla evlenmiş ve bütün bunlar da o toplum tarafından yadırganmamıştır.

Bugün, Peygamberimizin bu uygulamalarının "sünnet" kabul edilip edilmeyeceği, inancımıza göre her biri doğru yolu gösteren birer yıldız sayılan diğer İslam büyüklerinin günümüz Müslüman erkeklerince örnek alınmasının doğru olup olmayacağı ve bunların uygulanması halinde, car-i hukuk bir yana (Medeni kanun),  toplum tarafından nasıl karşılanacağı hususları öncelikle din alimlerinin, sonra da sosyologların, psikologların ve fizyologların cevabını arayacağı sorular ve sorunlar olsa gerektir.

Kadın olsun erkek olsun bugünün Müslümanı'nın içine sinse de sinmese de kanaatimce Kur'an'daki ve İslam tarihindeki hakikat budur.

SON 3 HAFTALIK KISSALARDAN NİHAİ HİSSEM

Nikahlanma konusundaki son kararım, boşanma ve zina ihtimali ile birlikte değerlendirildiğinde, şudur:

    - Birbirini çok yönlü olarak tamamlayan ve tatmin edebilen, sevgi-saygı içerisinde, can cana bir hayat arkadaşlığı ve huzurlu bir aile ortamı için tek evliliğin "Kur'an'ın tavsiyesine, insan fıtratına ve kendi kültürümüze" daha uygun olduğu,

    - Ancak eşlerin karşılıklı gayretine rağmen bunların gerçekleşememesi durumunda boşanmanın ve boşandıktan sonra evlenmenin iki taraf için de bir "hak" olduğu,

    - İlk eşin ayrılmayı istememesi ve de aynı nikâhta kalmayı kabul etmesi durumunda, erkeğin eşini boşamadan başka bir kadınla evlenmesinin ve hatta bunu bir defadan çok yapmasının Allah tarafından ona verilen bir "ruhsat" olduğu,

   - Ama bizim toplumumuzdaki uygulamada, birincisinin yani hakkın kullanılmasında "meri hukuk"un (Medeni Kanun), ikincisinin yani ruhsatın kullanılmasının ise "mahalle baskısının" Kur'an'ın mezkur hükümlerinin önüne geçtiği, onun erkeğe ve kadına tanıdığı bazı hakları adeta yok saydığı ya da yasakladığı, bu anlamda Hz. Peygamber dahil İslam büyüklerinin uygulamalarını tartışılır hale getirdiği yadsınamaz bir gerçektir.

Önemli not:

Tekrar tekrar ifade ettiğim üzere burada yazdıklarım, hiçbir suretle fetva makamında olmayan mutat bir Müslüman olarak benim, Kur'an meallerinden ve onun itibarlı müelliflerce yapılan tefsirlerinden konu ile ilgili olarak anladıklarımdır. Bunları kıymetli bulan bilgi mahiyetinde dikkate alır, bulmayan da almaz. Yazdıklarımın başkaca hiç bir hükmü ve gayesi yoktur.

Hatalardan Allah'a sığınırım. Doğrusunu ancak O bilir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.