Hava Durumu

'Diyanete personel alımı' ile olmayan 'hemşire alımı!'

Yazının Giriş Tarihi: 08.04.2019 07:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.04.2019 07:07

Diyanet 6100 personel daha alacakmış; 500 Kuran Kursu öğreticisi, 400 müezzin, İmam... vs.
Artık bu yaraya parmak basma zamanı geldi hatta geçti bile.
Valla, hangi camiye gitsem, hele de kasaba, köy camileri... Ortada ne görevli İmam, müezzin ne de
cemaat var! Çoğu da hırsızlık filan olmasın diye kapalı. Emirle açık tutulanlarda da gönüller kapalı...
Dışarıda zemini tozlu mozlu bir namaz kılınacak alan varsa, işte o kadar.
Herkes kendi işinde gücünde(!); nalbur dükkânında, bakkalında, izinde, hastanede(!) vs.
(İşine saygı gösterenleri tenzih ederim. Keşke sayıları daha çok olsa. Onlara sevgilerimi, saygılarımı
ve gönül dolusu selamlarımı yolluyorum.)
İşin ilginç yanı kimse de bu duruma itiraz etmez! Mesela; doktoru, hemşireyi sabahın sekizinde, bir
dakika geçtiğinde görevinin başında göremediği zamanki gibi feveran etmez başhekime gittiği gibi
müftüye şikayete gitmez!.. ( Müftü ne kadar yerinde durur, onu hiç bilmiyorum!) Görevinin başında
değil veya "bize bir şey öğretmedi ya da yanlış öğretti" diye Allaha havale edeni, edileni bile
duymadım.
Neyse asıl konumuz bu değil, daha fazla yorum yapmayacağım.
Şimdi...
Şunu sormak istiyorum:
"Biz ne zaman 'Sağlık Bakanlığı 6100 Hemşire, Yardımcı sağlık personeli alacak' benzeri haberleri
duyacağız? (Yılda 40 bin 50 bin öğretmen alımları da bir gösterge ve karşılaştırma ölçütüdür!)
Aslında 6100 değil, bunun 10 katı olması lazım. Hiç olmazsa da 50 Bin. Hem de acilen. Binlerce
hemşire ve yardımcı sağlık personeli de hazır; işsiz bekliyor üstelik.
Mezun olduğumda "BİR DOKTORA ÜÇ HEMŞİRE" olması gerekir denirdi, şimdilerde BİR HEMŞİREYE
ÜÇ DOKTOR, yada BİR DOKTORA ÜÇTE BİR HEMŞİRE düşüyor!
40 yılda ne çok şey değişti. İleri gidecek yerde ne kadar da geri gittik.
Oysa sadece doktorla iş çözülmüyor... Yardımcı sağlık personeli olmadan nitelikli hizmet vermek
mümkün değil. Bu durum doktoru da tükenmişlik sendromuna sürüklüyor.
Hangar gibi hastaneler, süper lüks evlerimizde bile hayatta göremeyeceğimiz 35 metrekare hasta
yatak odalarıyla, AVM görünümünde koridorlarıyla, plaza havasında Şehir Hastaneleriyle sağlık
meselesi çözülemez, çözülemiyor.
Üç kişilik iş yapan hemşirenin canı çıkıyor. Aldığı maaş da asgari ücretten azıcık hallice o kadar!
Artık doktorlar olarak onlara "şunu da yap" diye order (hastanın tedavi ve süreci takibi) vermekten
vicdanımız rahatsız. Versek de bu işlere yetişemiyorlar zaten. Ayrıca kalitenin düşmesi, teknik olarak

hasta sağlığının tehlikeye girmesi pek muhtemel... Bu arada kendi sağlıkları mı...? Allah onları
korusun, güç, kuvvet ve sabır versin.
Sayın yetkililerinin kamuya eleman alırken mesela bir din görevlisi (imam, müezzin, Kuran kursu
öğreticisi, hizmetli...) ile hemşire, ebe, sağlık teknisyeninin günlük çalışma-iş yoğunluğunu
karşılaştırmalı ve devletin bütçesini, insan kaynağı imkânlarını buna göre hesaplayarak kullanmalıdır.
Bu sadece devlet görevi ve adamlığının değil kul hakkının da gereğidir.
Ve de şu hesabı yapmalarını isterim:
İnsan başına düşen din görevlisi sayısıyla yine insan başına düşen hemşire sayısı ne kadardır?
Şimdi denecek ki elma ile armut karşılaştırılır mı?
Niçin karşılaştırılamasın ki?
Sayısal ve şekilsel olarak belki doğru olmaz ama...
Bir de vücut için (bünye, toplum, devlet...)gerekliliğine, kalorisine, vitaminine, enerjisine, ağrıyı
dindirmesine, ruh halinizi düzeltmesine, sağlıklı haliyle işe-hayata koyulmasının yaratacağı artı
değerle bakın...
"Şimdi seçim zamanı, daha mazbataları bile almadık, itirazlar sonuçlanmadı, dağıtamadık." diyorsanız
da... olur, bekleriz, ömür çoook!
Biz yoksak, olmayacaksak bile çocuklarımız, torunlarımız var, olacak!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.