Göründüğü gibi değilmiş!..

Mevlâna, "Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol" derken insana sesleniyor olsa da, olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmamak sadece insana özgü değildir! Bu sözüyle Mevlâna bize aynı zamanda şunu da zımnen söylemiş oluyor: İnsan için olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak bir meseledir. Bu meselenin zamana ve zemine göre öylesine farklı anlamları, farklı yorumları olur ki tartışmaya başlarsak içerisinde boğuluruz.

Oysa konu çok basit, ne ise o olmalı insan. Ne ise o olmalı eşya, ne ise o olmalı şeyler... Bir odun her zaman odundur, bir kaya her zaman kayadır görüntüsü ne kadar değişirse değişsin, değiştirilirse değişsin!..

Bir insan her zaman insandır ve insani özellikleriyle, karakteriyle, kazandığı niteliklerle kendini ifade eder, kendisini öylece ortaya koyar. Kendisinde bulunmayan özelliklere bürünmeye çalışmak, hak etmediği niteliklere sahipmiş gibi davranmak, kendisinde o özellikler bulunmayan insan için bir maske, aldatıcı bir görüntüolmaktan öte bir anlam taşımaz ve bir gün bu maske, bu perde düşer. Düştüğünde de ortaya çıkan arkasındaki gerçeklik olur.

İnsan olmanın bizim inancımızdaki karşılığını, günümüzde bir değer, büyük bir değermişçesine ortaya koyan; bu değeri, değerleri göklere çıkaran anlayış ve yorumlarla karşılaşırız sık sık. Oysa insan olmanın en güzel tarafı,insan görünümlü olmak değilinsan olmak, insan görünmektir.

Dışardan baktım yemyeşil türbe, içine girdim tövbe Allah tövbe!..

Kim olduğumuzun göstergesi olan, kimliğimizin yansıması olan davranışlarımız, sözümüz, sesimiz, yazımız, düşüncemiz, hepsi insanlığımızla, insanlık derecemizle ilgilidir. Sevgilerimiz, kızgınlıklarımız, heyecanlarımız, kusurlarımız da bunun içerisindedir.

Bizi birer insan olarak, insan görünümlü insan olarak gösteren değerlerimizi yok sayarak, zamana ve zemine, olaya ve olaylara göre kimlik değiştirmemiz ve hatta bukalemunları kıskandıracak derecede renk ve kabuk değiştirmelerimiz, bizim dünya ile imtihanımızdan başka bir şey değildir.

Bize sunulanlar ya da bizim ulaştıklarımız eğer hak etmediysek bizi ateşe götürecek araçlar olacaktır.

Hak etmediğine erişmek, eriştiği anda başka bir kimliğe bürünmek, ne kadar kabuk değiştirirsek değiştirelim, bizi, bakanların "göründüğü gibi değilmiş!" cümlesine muhatap kılacaktır.

Hak etmediği basamakları hızla tırmananların ulaşabildikleri en yüksek kattaki görüntüleri, alttan bakanlara ayıplarını gösterecek biçimde olur orada bulunan kişi onlara tepeden baksa bile!..

İnsan görünümlü olmak değildir aslolan!.. İnsan görünüp insan olmaktır. Bunun bizim dilimizde güzel bir karşılığı vardır: "Adam gibi adam!" deriz biz böyle olanlara!..

Bu ülkede hâlâ öylesine güzel adamlar var ki siz onları yok bilirsiniz ama onlar aramızdalar bilesiniz!..

Kalın sağlıcakla!