Hava Durumu

Bir ihanet, bir millet ve bir destan: 15 Temmuz Milli Birlik Günü - 1 -

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2019 07:30

Anadolu toprakları, bulunduğu konum itibariyle tarihin ilk günlerinden bugüne içinde yaşayan insanlar ve onların bıraktıklarıyla her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Sahip olduğu bütün özellikler ve güzellikleriyle adalet ve zulmün, iyilik ve kötülüğün, doğru ve yanlışın, hak ve batılın mücadelesine de sahne olmuştur bu topraklar.

Batılı ülkeler geçmişte kâh doğrudan yapılan savaşlarla kâh istilâ ile Afrika başta olmak üzere başkalarına ait toprakları; onların yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmeye çalışmışlar ve büyük oranda da başarılı olmuşlardır bu emellerinde. Daha sonraları bu anlayış, Doğu ve Batı bloku olarak adlandırılan iki kutuplu dünyada, adına soğuk savaş denilen psikolojik üstünlük kurma çabasına dönüşmüştür.

Soğuk savaş sonrası gelişen ve değişen teknolojik imkânlar, silah sanayiindeki hızlı değişimler ve bilişim teknolojileri ve internetin sağladığı imkânlarla medya gücü de kullanılarak ülkeler ve toprakları, savaş veya silahlı mücadelelerle ele geçirilmeden önce değişik taktikler geliştirilmiş; askeri ve ekonomik açıdan güçlü ülkeler, başta ABD ve Avrupa'nın büyük ülkeleri olmak üzere tüm dünyada farklı ülkelerin sahip olduğu zenginlikleri kendilerine ait olması gereken zenginlikler olarak görmüş ve onları elde etmek için bilinen yöntemlerin dışına çıkarak modern dünyada yeni savaş yöntemleriyle ülkeleri kendilerine bağlamışlardır.

Bazen STK adını vererek, bazen medya yapılanmalarıyla, kimi zaman medya ve özellikle sinemanın da birer propaganda aracı olarak kullanılmasıyla baskı altına almak istedikleri, yönetiminde söz sahibi olmak istedikleri, azar azar ama fark ettirmeden değiştirip, dönüştürmek ve kendilerine benzetmek istedikleri ülkelere yönelik yeni stratejilerini uygulamaya koyulmuşlardır.

Ülkemizde de bu stratejiyi sahiplenmeye hazır, o stratejinin gönüllü birer elemanı olmaya ve bu yolla kendilerine itibar kazandırmaya, dünyalık kazanımlarını artırmaya hazır binlerce kurşun asker bulmuşlardır ne yazık ki!

Türkiye Cumhuriyeti, geçmişten aldığı mirası geleceğe taşımaya kararlı yöneticilerinin kararlı duruşuyla, ülkemize yönelik her türlü stratejiyi boşa çıkarmaya çalışmak yerine zaman zaman stratejinin birer parçası, birer uygulayıcısı olma kolaycılığına kendilerini kaptırmışlardır. Böylece rahat edileceğini; dünyanın en sorunlu bölgesi haline getirilen bir coğrafyada sorunsuz yaşanılabileceği düşüncesine kapılmışlardır.

Oysa bu ülkenin geçmişten getirdiği, her biri yaşadığımız her an bizimle konuşan, bize hitap eden ve bize varlıklarını adetâ yaşıyormuşçasına hissettiren ve adına ister "şehirlerin ruhu" deyin, ister "geçmişin mirası" deyin, birer canlı örnek olarak karşımızda duran varlıkları, bize ait olan, inancımıza ait olan, geçmişimize ait olan, bu topraklarda yaşayanların artık ortak kültürel mirası haline gelen bu görünür varlığın etkisinden uzak kalamayacaklarını, onunla varlıklarının anlam kazanacağını görmek durumundadırlar. Bunu anlamak yarına daha güvenli bakmayı, daha güçlü bir geleceği oluşturmak için çalışmayı gerekli kılar.  (Devam Edecek)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.