Söz de karar da milletin

"Yeter Söz Milletindir" sloganı ile 14 Mayıs 1950 de başlayan çok partili siyasi hayatımz 16 Nisan 2017 referandumunda " Söz de Karar da Milletindir" sloganı ile tarihi bir dönemeçten geçti. Milletimiz İstiklal, İstikbal ve İstikrar için "Evet" dedi.

Koalisyon, kriz ve darbelerle sık sık kesintiye uğrayan, bütün bunlarla birlikte sürekli iç ve dış vesayet altında tutulan demokrasimiz ilk kez tam olarak özgürlüğüne kavuştu diyebiliriz. Zira vesayet odaklarının elindeki imkanlar alınmış oldu. Seçim yapıldığının ertesi günü kimin kiminle hükümet kuracağı kimlerin bakan olacağı, güven oyu alıp alamayacağı tartışmaları artık son bulmuştur. 5 yıl hiç bir müdahaleye maruz kalmadan icraat yapacak hükümetlerin kurulduğu seçimler yapılacaktır. Hukümetlerin, hatta cumhurbaşkanlarının seçilemediği yapılan seçimin ardından hemen erken seçimlerin konuşulduğu Türkiye artık eski Türkiye olarak hatıralarda kalacakatır.

İki başlı hükümet sistemi sona ermiştir. Özal-Yılmaz, Demirel-Çiller, Demirel-Erbakan, Sezer- Ecevit, Sezer- Erdoğan çekişmelerinin nasıl krizlere hatta darbelere neden olduğunu milletimiz unutmamıştır.

Yargının toplumun belli kesimlerine karşı tarafsız olmadığı Türkiye geride kalmıştır. Parti kapatan, Cumhurbaşkanı seçtirmeyen, özgürlüklerin önünde bir set gibi duran Anayasa Mahkemesi, Askeri Yargı, 28 Şubat sürecinin baş uygulayıcısı mahkemeler, Yassıada mahkemeleri, "Bağımsız Yargı"nın değil, bir terör örgütünün teminatı olmuş HSYK, Seçilmiş Hükümete ve Milli Orduya kumpas kuran Yargı tarihe karışmıştır.

1980 Darbesini yapanlar tarafından şekillendirilen, son derece güçlü ve yetkili buna karşı tamamen sorumsuz ve yargılanamayan bir Cumhurbaşkanı tarihe karışmış, buna karşılık hem hem millete hem TBMM ne, hem de işlemiş olduğu en küçük suçtan dolayı bile yargıya hesap vermek zorunda olan bir Cumhurbaşkanı gelmiştir.

Getirilen sistem tam anlamıyla Türkiye nin şartlarına uygun milletimize has, üniter yapıyı esas alan bir Cumhurbaşkanlığı sistemidir.

Milletimiz Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılacağı, tek adamlık, diktatörlük, eyaletlere bölünme, milletvekillerinin 2 yılda emekli edileceği, muhtarlıkların, lokanta ve marketlerin cumhurbaşkanı tarafından kapatılacağı yalan ve iftiralarına iltifat etmemiştir.

Milletimiz Yeniden Büyük Türkiye ve Güçlü Türkiye'den tarafa tavrını koymuştur. Bu tarvır karşısında FETÖ, PKK, DHKPC gibi vatan ve millet düşmanı terör örgütleri ile CHP ve HDP kahrolmuştur. Seçim sonuçlarını hazmedemeyip milleti "Gezi Kalkışması" benzeri bir kalkışma için sokaklara çağırmaktadırlar. Ancak milletimizin basiret ve feraseti her zamanki gibi gaip gelmekte bu kışkırtmalara asla tevessül etmemektedir. Hayır diyenler de aynı sağduyu ile hareket etmektedir.

Ayrıca Güçlü Türkiye'den rahatsız olan batılı devletler ve Dünya üzerinde hegemonyasının devam ettiren Uluslararası örgüt ve şirketler de sonuçtan hiç memnun olmamışlardır.

Bu seçimin galibi evet dese de hayır dese de sağduyuyu elinden bırakmayan Milletimizdir. Yeniden Büyük Türkiye'yi kurmak artık hayal değildir. 2023 ve 2071 hedefleri hayal değildir.

Referandum'da Türkiye ortalamasının üzerinde evet oyu veren Bursa halkını da ayrıca tebrik etmek istiyorum. Osmanlı'nın kurucu şehri, padişahlar ve evliyalar şehri Bursa halkımız her zamanki gibi gereğini yapmış vatanın ve milletin birliğinden yana tavır almıştır.