Hava Durumu

Avrupa Birliği meselesi

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2016 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2016 09:01

Türkiye'nin 1963 Yılından beri süre gelen AB rüyası yılan hikâyesine döndüğü gibi, gerilim filmlerini aratmayacak bir seyir izlemektedir. Yaşadıklarımıza "az gittik uz gittik dere tepe düz gittik bir de baktık ki bir arpa boyu yol almışız" diye tasvir edebileceğimiz masalsı bir hikâye de diyebiliriz.

Bu gün geldiğimiz noktada terör konusu başta olmak üzere sürekli milli birlik ve bütünlüğü aleyhinde şartlar koşan Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye ve İslam'a bakışının ne kadar kötü niyetli olduğu ortaya çıkmıştır. Başından beri Hristiyanlık temeli üzerine oturtulan Avrupa Birliği ve bağlı ülkelerinden gelen bu tavırlar hiç de sürpriz değildir.

Kendi ülkelerinde meydana gelen terör hadiseleri karşısında en ağır tedbirleri alırken ülkemizde PKK ve FETÖ terör örgütlerine karşı aldığımız tedbirler konusunda bizi tehdit etmeleri, AB üyelik sürecini buna bağlamaları çifte standartlı olduklarını göstermeye yeter. Esasen bu örgütlerin ortaya çıkması, eğitim ve silahlanması konusunda da Amerika ve AB ülkeleri başat rol oynamıştır. Ülkemizdeki ve Dünya'daki tüm terör örgütleri silah ve parayı adı geçen ülkelerden almaktadır. Bu ülkeler maalesef terör örgütlerini bir terbiye aracı olarak kullanmaktadırlar. Önlem aldığımız zaman da İnsan Haklarından dem vurarak terörün ekmeğine yağ sürmektedirler.

Son olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesinin Türkiye hakkındaki raporu yukarıda anlattıklarımız doğrular niteliktedir.  47 ülkeden üyelerin oluşturduğu parlamentonun kabul ettiği karar metninde, Türkiye'de son zamanlarda ifade ve medya özgürlükleriyle ilgili gelişmeler, hukuk devletinin erozyona uğraması, insan hakkı ihlalleri ve Güneydoğu'daki terörle mücadele operasyonlarının 'demokratik kurumların işleyişi' konusunda ciddi şüpheler uyandırdığı belirtiliyor.

"1915 Ermeni Tehciri"  meselesini AB üyelerinin önemli bir kısmı "Soykırım" olarak tanıma kararı almış bulunuyor. Fransa, İtalya, Vatikan, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Hollanda, Belçika ve son olarak Almanya Parlamentosunda bu karar alındı. Avrupa Konseyinde de bu karar alınmış idi.

Avrupalılar İnsanlık tarihinin en büyük soykırımcıları ve sömürgecileridir. Coğrafi keşiflerle birlikte bütün dünyayı bir çekirge sürüsü gibi istila ederek, yeryüzünün bütün zenginliklerini ülkelerinde taşımışlar, sömürdükleri ülkelerde oranın yerlilerine soykırım uyguladıkları gibi kalanlarına da insan gibi yaşama imkânı tanımamışlardır. Ancak köle olarak yaşama imkânı tanımışlardır. Amerika kıtasının yerlilerini bir asır içinde yok eden İnka, Astek, Maya ve  Kızılderili'lerin soylarını kurutmuşlardır. Afrika'nın ve Asya'nın bütün zenginliklerine çökmüşler, aynı soykırımları uygulamışlardır. 19 ve 20. Asırlarda Avrupa Kökenlilerinin yaptıkları soykırımlarda öldürdükleri insan sayısı iki yüzmilyonun üzerindedir. Bütün bu kanlı tarihe sahip olanların bize medeniyet dersi vermeleri komediden başka bir şey değildir.

Asıl mesele A.B. sürecinin bizim için bir medeniyet projesi olup olmadığıdır. Geçmiş dönemlerde Türkiye'yi yönetenlerden meseleye böyle bakanlar vardı ve yanlış idi.  Ancak bu gün geldiğimiz noktada Hükümetin bakış açısı böyle değildir. AB standartlarının ülkemizde de geçerli olması için AK Parti hükümetleri bir süreç yönetmiştir. Bu gün yaşanan gelişmeler karşısında Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın açıklamalarında olduğu gibi " olursa olur, olmazsa biz milletimize sorar yolumuza devam ederiz. Bizim bağımsızlığımız her şeyden önemlidir."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.