Küsmek veya gücenmek yok!

Stresten arınmış taraftarlar!

Yüzleri gülen futbolcular!

Üst üste gelen galibiyetler.

Ve artık geleceğe umutla bakan başkan ve yönetim kurulumuz var.

Neden mi?

Cevabı basit.

Bay Koşukavak gitti, İbrahim Üzülmez geldi.

Geldi de!

De'si...

Camiada neler değişti?

Diye merak edenler için köşenin demine birkaç kelam edelim o zaman.

Beyler;

Bursaspor büyük ve hedefe oynuyor!

Zaten oynamak zorunda!

Ve zaten zirve yarışının içinde olmak zorunda.

Bu işin şakası kalmadı!

Zaman hızla akıyor.

Oynanan maçların tekrarı yok!

İşte bu yüzden;

Kenti yönetenler, iş dünyası, basın, taraftarlar, başkan, yönetim, teknik heyet ve saha içerisindeki futbolcular hasıl vaziyetin farkındalar.

Bitmedi;

Şehirde her sabah kepenk kaldıran bakkal, manav, kasap, gazozcu, dönerci, ciğerci, börekçi ve yerleşik sahada kendisine yer bulan sayamadığım nice etken durumun ciddiyetinin farkındalar.

Aslında herkes her şeyin farkında!

Bu takım sezon sonunda 'Süper'i görmeli!

Aksi durumda uzun yıllar kaderine boyun eğmeli!

En baştan peşin peşin söylüyorum.

Birbirimize darılmak yok!

Gücenmek yok!

Küsmek yok!

Yoksa;

Kendimiz eder, kendimiz buluruz!

Süper Lig biletini cebimize koyamazsak, bir kenara çöker içli içli ağlarız.

İşte bu yüzden birlik olmalıyız.

Hep birlikte hareket etmeliyiz.

Topyekun hedefe kilitlenmeliyiz.

Az hasar, tam gaza basar pozisyonuna geçmeliyiz.

Bu saatten sonra kim kime ne dedi, kime vurdu, neden salladı veya nelere takılı kaldığının önemi kalmadı.

Kulak asma, burun kıvırma, eski hesapları tekrardan açma devrine şimdilik kısa bir mola zamanı.

Önümüzde kritik 16 hafta var.

Final maçları bunlar.

Odaklanmalıyız!

Sadece oyun alanını yaşamalıyız.

Konsantre olmalıyız.

Kazanmak, başarmak, Süper Lig'de yeniden zirveyi görmek için birlik olmak zorundayız.

Tekrar ediyorum;

Zorundayız!

Bence tam zamanı.