Vicdanımızı sömürüyorlar

Trafik lambalarında, cami önlerinde veya köşe başlarında üstü başı kir-pas içinde, ayakkabısız dolaşan çocukları veya ağlamaklı gözlerle bize bakan yetişkinleri 'Allah rızası için yardım edin' diye feryat ederken görünce içimiz parçalanıyor.

Kendi durumumuza bakmadan, vicdanımızın da sesiyle az da olsa yardımda bulunmaya çalışıyoruz.

Yardımda bulunduktan sonra da 'Acaba ne durumda' diye düşünmeden de edemiyoruz.

Bu anlattıklarım, toplumumuzdaki birçok insanın yaşadığı bir durumdur.

Fakat...

Maalesef bu insani yönümüzü suistimal eden çeteler mevcut.

'Çete' diyorum çünkü, organize halde çalışıyorlar ve şehir şehir dolaşıp insanların merhametini sömürüyorlar.

Son dönemlerde, dilenciliğin büyük ve ciddi bir plan dahilinde gerçekleştiğine şahit oluyoruz.

İnsanların vicdanını kandıran bu kişilere karşı, emniyet ve zabıta ekipleri sık sık operasyonlar yapsa da, mevcut kanunların işaret ettiği para cezasını kesip, tekrar aramıza salınmasına mani olamıyorlar.

Zaten kazançları yüksek olan dilenciler de, cezayı peşin ödeyip yine bildikleri mesleklerine geri dönüyor.

Buna karşı...

Yetkililer, sık sık yaptıkları açıklamalarla vatandaşları uyararak, dilencilerin her gün yüklü miktarda ciro yaptığını ifade ediyor.

Ayrıca...

Üzerlerinden çıkan yüklü miktardaki paraları da teşhir ederek, vatandaşların bilinçlenmesi için medya kuruluşlarını aracı olarak kullanıyorlar.

Geçtiğimiz haftalarda, Bursa'da haberlere yansıyan bir görüntü ise akıllara durgunluk verdi.

Söz konusu haberde, dilenciler lüks bir minibüsün içinden çıkarken görüntülendi.

Farklı bir şehirden, Bursa'ya sırf dilenmeye gelen bu ekip, vicdani duyguları kullanarak kazandığı paralarla lüks içinde yaşantısını sürdürüyor.

Toplumumuzda elbette ihtiyaç sahibi pek çok insan mevcut.

Fakat emin olun ki, bu insanlar muhtaç olsa dahi yardım talep etmekten çekiniyor.

Evinde sessizce uzanacak bir yardım eli bekliyor.

İşte gerçekten sefa içinde yüzüp kendini yoksul olarak lanse eden kişiler yüzünden de, asıl ihtiyaç sahipleri dertlerini anlatacak kişi bulamıyor.

Ayrıca...

Son dönemlerde sosyal hizmetler ve devletin diğer kurumları da ihtiyaç sahiplerinin yardımına hızlı bir şekilde koşuyor.

İsterseniz deneyin...

Size gelen bir dilenciye, 'Kaymakamlığa başvurdun mu?' diye sorun.

Alacağınız cevap sinirli bakışlar olacaktır.

Engelli aylığından, erzak yarımına pek çok alanda devletimiz ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor.

Bu yardımlar bazı durumlarda ihtiyaç sahibinin yarasına merhem olmayabilir.

İşte o zaman da bizler devreye girmeliyiz.

Devletin ihtiyaç sahibi olduğunu onayladığı bu kişilere toplum olarak destek çıkmak öncelikli görevimizdir.

Fakat...

Vicdani duygularımızı sömürmeye çalışanlara karşı da her zaman uyanık olmalıyız.