Sallanıyoruz!

Yaklaşık iki hafta önceki yazımda 'depreme ne kadar hazırız' diye sormuştum.

Bildiğiniz üzere iki hafta içerisinde Marmara'da herkesi tedirgin eden depremler meydana geldi. Bursa'da da; meydana gelen veya başka şehirlerde olup hissedilen depremler vatandaşlara büyük korku dolu anlar yaşattı.

Kimi uzman görüşü "Büyük Marmara Depremi" olacak derken, kimi ise yaşanan depremlerin başka bir depremi tetiklemeyeceğini ve vatandaşların panik yapmasına gerek olmadığını söylüyor.

Tabiki biz de büyük bir depremin yaşanmaması için dua ediyoruz.

Geçen yıllar boyunca fay hatlarında biriken enerjinin bu küçük depremler sayesinde boşaldığını düşünüyorum.

Bu sadece bir düşünce... Bu konuda uzman değilim fakat 1999 Depremi'ni yaşayan biri olarak  son iki haftada meydana gelen sarsıntılar bir takım araştırmalar yapmama ve fikir üretmeme sebep oluyor.

1999 Gölcük Depremi bazı kişilerde ciddi yaralar açtı.

Ailesini, evini hatta uzuvlarını kaybeden insanlar, bu küçük sarsıntılar da dahi acısı hala taze olan o büyük felaketi hatırlıyorlar.

Depremi ağır travma geçirerek atlatan bir kişi için, bize ufak gelen sarsıntılar büyük bir etki yaratabilir.

Halkımızın tedirgin olmasının ilk nedeni ise maalesef binalarına güvenememeleridir.

1999 sonrası yapılan binalar, denetimler sayesinde içimize siniyor.

Fakat...

Bu tarihten önceki binaların çoğu hala bir çok insana yuva oluyor.

İnsanların huzurlu bir şekilde evlerinde yaşamaları için acil kentsel dönüşüm eylemlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor.

Gördüğünüz gibi her an bir deprem riskiyle karşı karşıyayız.

Acı tablolarla karşı karşıya kalmadan, ülke olarak bir an önce bu hayati konuya tüm gücümüzle yönelmeliyiz.