Hazır değiliz!

Kamuoyuna mal olan ve gündemi meşgul edecek hayati konulara dikkat çekerek,yazılarımda siz okurlarımıza bunlarla ilgili birçok bir çok bilgi ve uyarılar sunmaya gayret ediyorum.

Daha önceki yazılarımda, son dönemde artan depremlerle ilgili uyarılar paylaşmıştım.

Maalesef, yazılarımdan sonrada devam eden doğal afetler hepimizi tedirgin etmeyi sürdürdü.

Ülkemizde deprem konusu unutulmaması gereken  en önemli  gerçeklerin başında geliyor. Bunun yanında sel veya yangın felaketleri de dikkat etmemiz gereken doğal afetlerden sadece birkaçı...

Yaşanılan doğal afetlerin öncesi ve sonrasında yapılması gerekenler defalarca anlatıldı. Peki neler değişti, neler yapıldı?

Bu noktada sorulacak en önemli soru ise şu:

"Şehirlerimiz ve insanlarımız olası bir doğal afete ne kadar hazır?"

Son olarak Antalya'da yaşanan hortum ve beraberinde gelen sel felaketi hem can kaybı hemde maddi anlamda büyük zarar yaşattı.

Bu afetle ilgili bir şey dikkatimi çekti...

Yaşanılan kayıplardan sonra, fırtına önlemleri uyarıları artırıldı!Yani artık iş işten geçti.

Tabi ki bundan sonrası da önemli fakat, tehlikenin önceden kestirilip gerekli önlemlerin alınması, istenmeyen durumların yaşanmaması için birinci önceliğimiz olmalıdır.

Bu noktada, atılacak adımlara vatandaş olarak da destek vermeliyiz.

Eğer yaşadığımız konutlar, bulunduğumuz şartlar doğal afetlere karşı tehlike arz ediyorsa, üç kuruş maddi menfaati bir kenara bırakarak, alınacak tedbirlerin önünü açmalıyız.

Bu noktada,

Herşeyi devletten beklemek de kolaycılığa kaçmak olur!

Kısacası...

Yumurta kapıya dayanmadan,can ve mal güvenliğimizi sağlamamız için el birliğiyle çalışmalıyız.