Bayram tatilini yanlış anlıyoruz

Bayram tatilinin gelmesiyle birlikte son 3 gün Bursa terminalinde adeta iğne atsanız yere düşmeyecek derecede kalabalık var.

Yollarda ise bayramın trafik sıkışıklığı iyice hissediliyor.

Bu büyük hengameye baktığımda bir şey dikkatimi çekti.

Bu ülkede ne kadar çok Ege ve Akdenizli varmış?

Ne demek istediğimi düşünenler, otogara yolu düştüğünde bu günlerde en çok hangi şehirlere otobüs kalktığına baksın.

Veya...

Yandex'ten en fazla trafik akışı hangi istikametlere doğru bir göz gezdirsin.

Ülkemizin göç alan şehirleri, güneydeki tatil yörelerimize akın etti.

Bunun sebebi, tabi ki bayram tatilini kızgın kumlardan serin sulara atlayarak doyasıya yaşamak için.

Peki bayram tatilleri neden vardır?

Benim bildiğim, bu özel dini günlerde insanlar iş yoğunluğundan göremediği anne ve babasını, eşini dostunu görüp bayramlaşsın,

Çocuklarını aile büyükleriyle buluştursun, memleketindeki yakınlarını ziyaret edip, akraba bağlarının kopmasına engel olsun diye!

Biz ise bunu tatil molası gibi görüyoruz.

Elbette yoğun iş temposu arasında tatil yapmaya hepimizin ihtiyacı var.

Fakat...

Onun için de 'yıllık izin' diye bir fırsat var!

Adı üstünde, bayram izninde bayramın uhrevi havasıyla; manevi bir kutlama gerçekleşmesi gerekir.

Eğer...

Bu şekilde manevi yönden değil de tamamen haz ve isteklerimizi tatmin noktasında bir karar alırsak, yaşlandığımızda bizim de elimizi öpmeye kimse gelmeyecek.

Çünkü çocuklarımız bayram tatillerinde ya Çeşme'de, ya Bodrum'da ya da diğer turizm cennetlerinde bize 'bir telefon kadar' yakın olacak.

Maalesef...

Duruma bakılırsa, gidişat bu yönde.

Yozlaşma; kendini değer yargılarımızda, kültürümüzde, âdetlerimizde kısacası bizi biz yapan olgularda da iyice hissettiriyor.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize kalabalık bayramlar geçirmenizi dilerim...