Hava Durumu

Nasıl yaşanacak bu hayat?

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2018 10:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2018 10:22

Gerçekten artık ne kadar canileştik. 
Bilmiyorum. Bu haberler daha önce bu kadar çok muydu? Bu olaylar bu kadar sık yaşanır mıydı? Vardı da hani önceden ben bu işin dışında olduğum için mi görmüyordum bilmiyorum. Ama küçüklüğümden beri evimize gazete gelirdi. Ve her gün mutlaka gazete okuyan bir ailede büyüdüm. Gazeteyi okumadan bir günüm geçmemiştir. 
Ama ne bileyim. Kendimi sorguluyorum. Acaba vardı da benim mi dikkatimi çekmiyordu dikkat edilmeyecek gibi değil de...
Bu aralar acayip şekilde çoğalmaya başladı. Ben neredeyse günde 2-3 haber görmeye başladım. 
Ve bu beni acayip etkilemeye de başladı. 
Haberleri gördükçe, okudukça o günüm kötü geçiyor.  
Kafamdalar hep, çıkaramıyorum. Evet, dünya kötü neler oluyor dört bir yanda. Her habere takacaksak işimiz var diyebilirsiniz ama, burada sizin şehrinizde ülkenizde olduğunu duyunca bir fena oluyor insan.
Dün baş ağrısından duramadım, ne yaptıysam da geçiremedim. Uyudum, uyandım yine aynı. 
Gördükçe midem bulanıyor, gidip çıkarasım geliyor.
20 aylık bebeğe tecavüz edilmiş. 
Bir de bunu fark eden hastane polise şikayet etmemiş. 
Ve çocuk o gün hastanede vefat etmiş.
Ne vahşet!!!
Nasıl vicdan!!!
İnsan mısınız siz gerçekten? 20 aylık ya 1,5 yaşında minnacık bir şey.
Ne olabilir, sana ne yapabilir, seni nasıl etkileyebilir Allah aşkına ya!
Erkek çocuklarını taciz etmeler videoya çekmeler...
Dün bu 20 aylık bebek haberiyle ayrı 2 mi, 3 mü taciz tecavüz haberi okudum. 
Hepsi çocuk...
Ve erkek çocukları tacize uğrayanlar...
Ve o fenalığı yapanlar ya mahallelerinde ki bakkal ya da yan komşu...
Yabancı da değil. Neredeyse her gün gördükleri kişiler.
Kime güveneceğiz biz. 
Ben kendimi biliyorum, daha 3-4 yaşındayken sokağımızın başındaki bakkalımıza gider alacağımızı alır ve bakkalın sahibi olan ağabey, kardeşimle beni merdivenden indirir apartman kapısından girinceye kadar arkamızdan kontrol ederdi.
Annem bilirdi bunu. Rahattı o yüzden. Gönül rahatlığıyla gönderirdi. Küçücüğüm hâlbuki. 
Hâlâ oradadır aynı yerinde...
Düşünsenize...
Bir de benim beynimde bunlar canlanıyor. Kendimden pay biçiyorum yaşadığım yerden. Düşününce aklım almıyor. 
Nasıl ya, diyorum.
Eskiden kız çocuklarına daha bir  dikkat edilirdi daha bir göz önünde bulundurulurdu ama artık görüyoruz ki kızı- erkeği kalmadı bunun.
Artık kimse mahallesindeki bakkala, çocuğunu yazın çalışsın diye gönderdiği iş yerindeki patronuna, ağabeyine, hep gidip geldikleri yan komşusuna gönderemeyecekler mi? Güvenemeyecekler mi?
Peki nasıl yaşanacak bu hayat? Hep şüphe duyarak, hep tetikte olarak nasıl geçecek?
Peki, bu pisliklerin bir karşılığı olmayacak mı? Elbet olacak. Elbet bir şeyler yapılması lazım sonumuz olur bu bizim yoksa.
Ama benim korktuğum başka. 
İşte o zaman kurunun yanında yaş da yanacak. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.