28 Şubat 1997'den beri...

21 yıl...

Benim 7-8 yaşlarıma falan denk geliyor ilkokulun daha başında olan bir çocuk ne bilsin o zamanları. Yaşananları... Sonuçlarını, çekilenleri,  cefaları değil mi?

Ama keşke sadece o yaşımda kalsaydı. Ben de tanıştım 28 Şubat'ın acı yüzüyle. Ben de yüzleştim.

Evet belki en kızgın zamanına denk gelmedim belki ama sonlarına yetiştim. Aslında hep içindeydim ben o zamanlar pek bir şey anlamasam da, aklıma kazınmış şeyler var. Ömür boyu aklımdan çıkmayacak görüntüler. Kalmış çocuk aklımda.

İstemeye istemeye kazıdılar çünkü. İstersen kalmasın aklında nasıl kalmasın.

Tabi büyüdükçe bazı şeyleri daha net görür oldun. Çok basmasa da kafan. Sonra kendisiyle birebir tanıştım. Sonlarına yetiştim dedim ya. Acı bir tanışma oldu bu. Neden diye soramıyorsun bile. Hakkın yok ki buna. Ben kimim diye soruyorsun sonra ne yaptım ki yani ne yapmış olabilirim en fazla. Valla ben okula gidiyordum arkadaşlarımla falan oynayıp ödev yapıyordum öle yani. Buydu benim hayatım ve yine okumaya geldim. Tarih okumayı severim çok. Edebiyatta severim. Matematiğe pek basmaz aklım. Ama tarih çok severim. Onu okuyacağım ben. Arkeoloji de olur. Hem de tadından yenmez. Ama olmaz dediler okuyamazsın. Neden? İşte okuyamazsın suçun büyük. Allah Allah neymiş suçum küçücük kızım ben ne yapabilirim ki size. Aaa suçumuz büyük o kadar büyüktü ki asker açık açık uyarı bile yaptı tanklarını yürüttü Sincan'da. "Demokrasiye balans ayarı"  yaptılar ...

Balans ayarı...

En unutmadığım insanlar arasında da en birinci sırada Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş var.

Yav ben küçücüğüm işte o zamanlar nasıl hatırlar insan değil mi? Hem de Yargıtay başsavcını... Ben hatırlıyorum. 

Sırf namaz kıldıkları veyahut eşlerinin başları kapalı olduğu için o kadar başarıları yok sayılarak 6 milyon kişi fişlendi. Asker... Askerimiz... Suçları bu...

İkna odaları kuruldu o dönemde. Unutmadığım unutamadığım 2. insan ise Nur Serter. Nur Serter hanımefendi (!)...

Ben sırf başım kapalı diye sırf imam hatip okudum diye sırf bu yüzden "hayır sen sadece ilahiyat okumak zorundasın başka bir meslek seçemezsin " dendi. İlahiyat seçmedim  almadılar,  puanım yettiği halde sırf ilahiyat seçmediğim için puanım kırıldı. Ee şimdi diyeceksiniz kızım sende ilahiyat okusaydın yani ne var...

Evet ne var değil mi..

Valla bende tıp kafası yok yani tıp seviyesindeki bir ilahiyat puanını tutturacak kafa da yok haliyle . Hadi sıkıysa gel sen oku. Kaçtı ilahiyat puanı valla o zamanlar en yüksek puan 500 ise Bursa İlahiyat 480 falan tıp 480'den aşağıda. Buyurun siz okuyun ilahiyat...

Ee haliyle giremiyorsun üniversiteye. Neden? Suçun büyük. Dışarıdan bakan için bir şey ifade etmiyor belki bunlar veya bu durumların içine girmeyenler için bir anlamı yok. Ama eğitim hakkın saçma bir sebepten elinden alınınca büyük bir boşluğa düşüyorsun. Sorgulamaya başlıyorsun. Anlamaya çalışıyorsun ya en azından geçerli mantıklı bir sebep arıyorsun. Ama yok. Mantıklı bir sebebi yok. Başörtülüsün... Sadece bu!  Yav zaten yüzde 90 Müslüman bir ülkede yaşıyoruz bu örtüde onun bir emri diyorsun mantıklı olan bu ama hayır sen suçlusun yapamazsın başını örtemezsin. Neden? Çünkü başını örtersen beynine bişi girmez algıların kapanır.

Kapasiten düşer haa bide duyamazsın Allah Allah kulaklarını kapatıyorsun canım. Aman sende. Bizi düşündüklerindendi hep. Biliyorum. Onlar bizim devlet babalarımızdı onlar hep bizim iyiliğimizi isterlerdi . Bizi büyük bir yanlıştan devleti de uçurumun ve irticanın eşiğinden kurtardılar.

Evet zaten şimdi de uçurumun ve irticanın dibindeyiz değil mi? Nerelere gidiyoruz aa dostlar. Hiç mi ders almıyoruz aa dostlar.

Serter Hanım ve Savaş Bey öbür dünyada iki elim yakanızda. Ve daha niceleri sizlerle de.  Soracak sorularım var sizinde bana açıklamalarınız. Orada görüşürüz.

Burada ben bizzat soramam ama orada böyle bir imkanım olacak elbet bir gün kavuşacağız...