Nerede kalmıştık?

Nerede kaldığımızı hatırlamamız gereken günlere tüm hızıyla gelmeye başladık. Nasıl ki geçmiş zamanlarda, medya yönetimini elimizde bulundururken kaybettiysek bugünlerde de aynı sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Ve bu durumu da, sosyal medyada sürekli olarak hükümet(82 Anayasası'nın Üniter Devlet ilkesine karşıt söylemler de mevcut) karşıtı söylemlerin çoğalmasıyla da anlamak mümkün.

Türkiye twitter gündemine baktığımız zaman Hakan Atilla konusunda savunucu gündemlerden göremezken P.İ.Ç.(Paralel İhanet Çetesi) propagandası yapan ve çeşitli suçlardan yargılanan kişiler hakkında savunucu gündemler oluşturulmakta. Kaldı ki, birçoğu da suni..

Son zamanlarda Reis-Gül karşılaşmasının son durağı da bu medya mensupları üzerinden gelmekte ve Gül'ün çekingen tavırlarına karşı Reis kozu hep daha yüksekten söyleyip oyunu kazanmakta.

Konumuza geri dönecek olursak, yorgun metallerin hala daha il teşkilatlarında, ilçe teşkilatlarında, üniversite birimlerinde yani her tarafta mevcudiyetlerine devam etmeleri, partiyi kuruluş amaçlarından uzaklaştırıp, Reis'in ilkelerinden olan yerli ve milli yarınlar için uğraşan değil hanedan usulü akrabalar topluluğu şekline döndürerek, hak etmeyen bireylerin hak edenlerin yerine görevlere gelmesi sonucunda, bizi farklı ve önde kılan her güç gittikçe özelliğini kaybetmekte ve gelişen dünyaya ayak uydurmamızı güçleştirmekte.

Yeni ve bıçak sırtı bu döneme bu şartlar altında rehavet içerisinde girmek en çok da yerli ve milli hedeflerimize zarar verecektir. İl başkanlarımızın, Gençlik Kolları başkanlarımızın en yakın zamanda; "Nerede kalmıştık.." diyerek yorgun metallerin temizliğine hız vermeleri elzemdir.