Sorgu

Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde, yönetimler enteresan yasaklar veya olumlamalar getirirler.

            Şu an herhangi bir savcı şapka takmayanlar için devrim kanunlarını uygulamak istese herkes hapiste soluk alır.

            İngiltere'de yılın absürd olayları tv gösteriminde bizim 19 Mayıs Samsuna çıkış mizansenimize tüm İngilizler gülmekten kırılırken, biz değil gülmek, devlet olumluyor diye tazim ve hürmetten geri durmuyoruz.

            Peki biz bunları sorguluyor muyuz? Pek azımız dışında asla.

            Araf (6-7) : Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz ve onlara tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz.

            Adam komşusunun tavuğunu çalıp kesip yiyor. Sonra da bir vesile ile "hakkını helal et" diyerek kendini arındırmaya, kalbini mutmain etmeye çalışıyor. Oysa "komşu tavuğunu kesip yiyen bendim, hakkını helal et" dese, belki kan gövdeyi götürecek. Ancak asıl helallik budur.

Allah; bizim ve bizden öncekilerin ne yapıp ettiklerini en ince ayrıntısına kadar bilmesine rağmen, yine de bizi hesaba çekip olanı biteni anlatacağını duyurması O'nun adaletin tecellisinde ne kadar hassas olduğunun delilidir.

            Allah, ayrıca burada önemli bir hukuk kuralına da işaret buyurmuştur. Hiç kimse, yargılanarak suçu sabit görülmedikçe, hüküm giymedikçe cezalandırılamaz.    

            Peygamberlerin sorgusu; gereği gibi tebliğ yapıp yapmadığıdır. Ümmetlerin sorgusu ise, yapılan tebliğe hakkıyla uyup uymadığıdır.

            Peygamberlerin sıfatları arasında "masumiyet" bulunmasına rağmen yapılacak sorgulama ümmetlerine örnek teşkil etmek amaçlıdır.

            Bur da atfedilen birinci amaç Allah'a iftira ederek haksız kazanç, makam, mevki sahibi olanların büyük mahkemede herkesin huzurunda doğruyu ikrarları ve sonucunda alacakları cezanın hak ettiklerinin ispatı içindir.

            İkincil amaç ise; hayatın akışı içerisinde önümüze gelen her şeyi körü körüne kabul yerine mutlaka sorgulamamız gerektiğinin vurgusudur.

            Kur'an'ın birçok yerinde "ayetlerimizi sorgulayın" der. O sebeple ayetleri anlamak için okurken mutlaka sorgulamak ta gerekir ki, her sorgulayış imanı pekiştirsin.

            Sorgulamayan toplulukların kalpleri gittikçe topraklaşır. Çözüm üretemez hale gelir. Çözümsüzlükte onları kısır döngüye sokar ve hakla batılı birbirinden ayıramaz olurlar.

            Herhangi bir ayeti, ister bilimsel, ister fiziksel, ister sosyolojik nasıl sorgularsak sorgulayalım, doğruya ulaştıkça nasıl bir Allah'a inandığımızın gururunu, kibrini, üstünlüğünü ve kıvancını birlikte yaşarız. Oysa Allah gururu, kibri, üstünlüğü ve aşırı kıvancı reddetmesine rağmen burada inanmanın üstünlüğünü yaşamak için serbesttir.

            Allah, açıkta ve gizli olan her şeyi bilir. O'ndan bir şey saklamak asla mümkün değildir. Ancak insanların gizlediklerinin ortaya çıkması için büyük mahkemede her şey açığa çıkarılacaktır. Tüm ayrıntılar meydanda olacaktır. Tutum ve davranışlar, duygular, düşünceler, gizli halleri, kimsenin olmadığı ortamlarda yapıp etikleri, Allah'ın ilmi ile kişinin önüne serilip acze düşmede delil olarak kullanılacaktır.

            Sorgulayan ve sorgulayarak inanan toplum, huzurlu e mutmain toplumdur. Rabbim kendi içimizde ve topluluklara karıştığımızda sorgulama hasletimizi kullanmayı nasip etsin.

            Her şeyin kalbinizce olduğu, sorgulayan bir kalbe sahip olma umudumla cumanız mübarek olsun.