Hava Durumu

Avrupa Birliği şart mı?

Yazının Giriş Tarihi: 20.10.2017 09:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.10.2017 09:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Polonya ziyaretinde tekrar gündeme getirdiği Avrupa Birliği(AB) meselesi 50 yılı aşkın süredir çözümsüzlüğe mahkûm edilmiş bir konudur.

Düşünebiliyor musunuz; 1963 yılından beri koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ha bugün ha yarın diye oyalayıp duruyorlar.

Türkiye'nin 50 yıl gerisinde bulunan Bulgaristan'ı bile AB'ye almalarına rağmen bize karşı takındıkları iflah olmaz tavır sona ermiş değil.

Polonya'da yapmış olduğu konuşmada Erdoğan; bizi AB'ye almayacaksanız söyleyin de bilelim dedi.

Niye bizi bu kadar oyaladıklarını Avrupa'nın göbeğinden bir kez daha haykırdı.

Bununla birlikte AB sürecini devam ettirmekte kararlı olduklarını, oyunu bozan tarafın biz olmayacağımızın altını da çizdi.

 ***

Türkiye eski Türkiye değil şüphesiz.

AB de eski AB değil.

Aslında AB'nin bir cazibesi de kalmadı.

AB'nin en güçlü ülkelerinden İngiltere bile topluluktan çekildi.

Bunu başka ülkelerin de takip etmeyeceği ne malum?

Geçen sene Ekim ayında kaldırılacağı söylenen vizeler kaldırılmadı.

AB sözünde durmadığı gibi AB'nin en güçlü ülkesi Almanya Başbakanı Merkel'in açıklamalarına göre Türkiye ile olan ortaklık müzakerelerinin askıya alınması istendi.

Bir nevi engel üstüne engel çıkarıyorlar.

Kalkıp da mertçe bizi sizi istemiyoruz, almayacağız demiyorlar.

Oyalama taktiklerine devam ediyorlar.

Belki de bizim sonunda kızıp kendiliğimizden çekilmemizi istiyorlar.

O zaman da, ne yapalım biraz daha sabretseydiniz biz sizi AB'ye alacaktık ama siz kendiniz çekildiniz diyecekler.

Bunu gören Türkiye de, stratejik hareket ederek çekilmemekte adeta direniyor.

 ***

Avrupa'da yaşamakta olan Türklere de sorduğumuz zaman, onlar da artık Avrupa'nın bir özelliğinin kalmadığını ve bu saatten sonra Türkiye'nin sözünde durmayan bu AB'nin peşini bırakmasını, bunlardan Türkiye'ye bir hayır gelmeyeceğini söylüyorlar.

Bilhassa da, en çok Türk'ün yaşadığı Almanya'daki gurbetçilerimizin ifadelerine göre artık Almanya da o eski Almanya değil. Alman para birimi Mark zamanındaki gücünün olmadığını söylüyorlar.

Euro'ya geçilmesi ile birlikte Alman ekonomisinde bir durgunluk dönemine girildiğini, vatandaşların alım güçlerinin de azaldığını kaydediyorlar.

Diğer taraftan, Doğu Almanya ile birleşmeden dolayı işsizliğin arttığını ve Almanya'da insanların işsizlik maaşı ile geçinmek zorunda olduğunu da dile getiriyorlar.

Türkiye'nin artık güçlü bir ülke konumuna geldiğini ifade eden gurbetçi vatandaşlarımız, bu saatten sonra Türkiye'ye dönmenin zor olduğunu ama daha genç nüfusun Türkiye'ye dönmek için hesaplar yaptığının da altını çiziyorlar.

 ***

Başlangıçta Avrupa Ekonomik Topluluğu(AET) olarak kurulan Avrupa Birliği'nin(AB) zaman geçtikçe bundan savrulduğu anlaşılmış oldu.

Artık AB için rahatlıkla bir Haçlı Birliği ifadelerini kullanabiliriz.

Türkiye'yi uzun yıllardan beri bir türlü kabul etmemelerinin altında yatan gerçek sebep de Türkiye'nin bir İslâm ülkesi olmasından kaynaklanıyor.

80 milyonluk Müslüman nüfusa sahip güçlü bir Türkiye'den korkuyorlar.

Bu nedenle de, devamlı olarak yeni üyelik şartları ihdas ediyorlar.

Artık vatandaşlarımızın gözünde hiçbir önemi kalmayan AB'nin, bu süreci daha ne kadar sürüncemeye sokacağı belli değil.

Bizim için AB'ye girmenin şart olmadığı da hepimizin malumu.

Onlar kendi dertlerine yansınlar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.