Hava Durumu

Vaka

Yazının Giriş Tarihi: 11.06.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.06.2020 06:30

Ben köşemde ülke içi siyasi polemiklerin tarafı olacak fikir ve düşüncelere fazla yer vermemeye çalışıyorum.

Bu benim ortalarda bir yerde yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya götürmeye çalışan oportünist bir yaklaşımı içselleştirdiğim anlamına gelmiyor. Aksine çok omurgalı bir siyasi anlayışım ve dünya görüşüm var. Ama siyasetin mevsimsel geçişgenliğine paralel hareket etmeyi de doğru bulmuyorum. Dün taraf olduğunuz siyasi ideolojinin temsilcisi olan kurumsal yapılanmasını gerçekleştirmiş siyasi partinin rakibi, eğer akıl, vicdan ve ahlaki bileşenleri birbirine yakınsa o iki rakip aynı düzlemde buluşa biliyor.
Bu geçmiş çekişmeli süreçte keskin kılıçla taraf olanlar da sular durulup iki farklı siyasi oluşum omuz hizasında yan yana gelince adete kılıcını havada nereye vuracağını bilmez bir savaşçı gibi dualist duyguların sağanağında çaresizleşiyor.
Ancak!
Bazı zamanlar var ki siyaset yelpazesinin katmanları açılıp gizlenen, hasıraltı edilmiş söylemler dillendirilip pervasızca havada savrulurken ağızdan çıkanlar siyaseti ve siyasetin amacını aşan boyuta ulaşıyor.
İşte o zaman politikacılar arasındaki çekişme gibi görünen hal ve durumlar sokaktaki insandan en tepedekine kadar bir şekilde anafor gibi hepimizi içine çekiyor. Çünkü söylevin amacı siyaseti aşıp memleket meselesine dönüşüyor. Bu noktada da ister istemez taraflar saflarını benim gibi belli ediyor.
Örneğin...
Ana muhalefet partisi liderinin yakın tarihli bir grup toplantısı olduğunu sandığım bir konuşmasında (ki bu konuşmanın nerede yapıldığı hiç önemli değil) vekilliği düşürülen HDP'li milletvekillerine haksızlık yapıldığını söylüyor. Bu bana her ne kadar ters ise de siyasi duruşu ve dünya görüşü açısından birbirine yakın ideolojinin lidersel mensubunun siyasi beyanı gibi gelebilir.
Ama !!!
İşin arka planına baktığımızda bu kararı veren milletin temsilcileri, yani millet adına verilmiş bir karardır özetle milletin kararıdır. Talep eden kim? Yargı. Peki her ortamda fırsat buldukça hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi kendimize şemsiye etmeliyiz diye haykıran dilleriniz neden şimdi başka şey söylüyor. O oylamada el kaldırıp onay verenleri oraya millet göndermedi mi? Oylamalar demokrasinin özü değil midir? Talepçi ise hukukun kurumsal yapısıdır. Hani hepimiz hukuka teslim olacaktık?
Daha da vahimi!
Konuşmayı yapan ana muhalefet lideri aynen diyor ki ben o milletvekillerinin dosyalarının içeriğini neyle suçlandıklarını bilmiyorum, dosyalarını görmedim, konuya hakim değilim.
VAKA !!!
Nereden bakarsanız bakın tutarlılığı olmayan aklın bütün yüceliğini yere seren, vicdan, akıl ve adalet süreçlerinin hiç birinden geçemeyecek bir siyasi yaklaşım.

Siz eğer suçla suçlanan birilerinin dosyasını bilmiyorsanız nasıl olurda haksızlığa uğradıklarını savunursunuz. Hangi argüman veya enstrümanı kullanarak böyle bir kanıya vardınız? Hiç bir bilgiye sahip olmadığınızı söyleyip ülkenizin üniter yapısına kastedici hal ve davranışlarda bulunmakla suçlanan birilerine bu denli net destek olmanız bulunduğunuz makamı dikkate alırsak akıl tutulması ve vicdan kararmasından başka bir şey değildir.
    

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.