Düz mantık

Bundan sonraki yazılarımın bir çoğunun başlığını "Düz Mantık" diye atacağım. Sebebi olayları ve olguları analiz ederken her ne kadar öncesinde derin düşünmüş olsam da, fikri dillendirirken sade ve yalın halde sunmak istiyorum. Yani analitik yöntemle oluşan mütalâmı basit bakış açısıyla kavranabilecek bir düzlemde sergilemek istiyorum.

Bu haftaki yazımızda HDP ve onu siyasi amaç bileşenlerinden biri olarak kabul edip onunla gizli-açık yol yürüyen partilerin arasındaki ilişkiyi zihnimizde analiz ettikten sonra, kaleme  alırken sadeleleştidiğimiz haliyle, düz mantıkla değerlendireceğiz.

Terör örgütü PKK'nın siyasi kolu ve sözcülüğünü yapan siyaset artığıyla ortak olan CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, bu ortaklığı seçmenlerinden gizleyerek, ilkeler birlikteliği diye içi boş ve geniş suni bir tasta kamuoyuna yansıtıyorlar.

Bu üç parti her ne kadar yönetimsel olarak tabanlarından kopuk bir yönetimle iş başında olsalar da genede tabanlarının hassasiyetini son raddede dikkate almak zorundalar. Yoksa ne  Mustafa Kemal'in milliyetçi çizgisinde olup partinin büyük çoğunluğunu oluşturan CHP seçmeni, ne ülküsü milliyetçilik olup MHP'yi eleştirerek yol ayrımına düşen İYİ Parti ülkücüleri ne de mütedeyyin, muhafazakar ve milli düşünen Saadet Parti'si tabanı bu ilişkinin açıkça yürütülmesini hazmedemez.

O zaman akla şu soru geliyor !

Terör örgütünün siyasi kanadı terörle amansızca mücadele eden siyasi iktidardan onlara sığınıp iş tutmuşsa onlardan beklentisi nedir ?

Bu terör bileşeni siyasetin yüz karasına bu partiler tarafından ne vaad edildi ki, hükümet ve Cumhur İttifakı karşısında kendi özgün hainliğini bu partilere eklemedi?

Adı geçen bu üç parti de bu ceberrut yapıyla yol yürüyerek Türkiye'yi karanlık bir girdaba sürüklemektedirler.

Şöyle ki!

Ortada olan bu birlikteliğinin neticesine kim sahip çıkacak?

Yerel yönetim seçimlerindeki muhalefet başarısının kilit aktörü olarak kendini gören HDP çok az ihtimalle de olsa, milletvekili seçimlerinde muhalefetin başarı sağlaması durumunda, ebedi emellerini ortaklarından talep edecek. Bu başarının kendilerinin eseri olduğunu iddia ederek ülkemizde yapmak istedikleri cerrahi müdahaleye meşru zemin hazırlamış olacaklar.

Şimdi ne diyorlar?

"Altı milyona yakın oy alan parti ve liderine terörist diyemezsiniz!"

Yarın bu sayı muhalefet eliyle artarsa söylevler daha sertleşecek. Amaçlar daha açık ortaya konacak.

HDP'nin ortağı partilerin bu gerçeği ön görüp bu çürümüşlükten bir an önce koparak bir an önce yerli ve milli çizgiye dönmeleri gerekir.

Yoksa bu millet eninde sonunda Türkiye'nin siyaset çöplüğünde onları da geçmişte attıkları gibi atar.