Hava Durumu

14 Şubat naleti diye bir şey var!..

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2016 13:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2016 13:00

Sevgililier günü; evet- evet 14 Şubat Sevgililer Günü. Bunun dışında ne sevginizi dile getirmeyin, hediye almayın bugün öyle kutsal bir gün ki aman haa çarpılırsınız!..

Ne saatlere sığıyordu ne de aylara derin bir duygu seli akıp gidiyordu,

Yüreğimi ellerini bıraksam sanki eriyip gidecekti, öylesine çaresizdi...

En ufak sözde kırılan yüreğim ne güzelde sarılıyor çabucak affediyordu yine bir sözünde...

Güneşin doğuşu, senin bir 'Merhaban' nasılda günümü aydınlatıyordu

Ama bitti gaiba 14 Şubat kuralına uyulmadığı için... Oysa bahar olacaktı, çağım geçmemiş ve ben kuralları kendim yazmamış olsam.

Eşyalarımı bavuldan çıkarıp özenle yerleştirdim, sıra diş fırçamı ve macunumu banyoya koymaya gelmişti uzun-uzun banyodaki aynaya gözlerim takılı kaldı sonra kendimi toparlayayıp diç fırçamı yerine koydum... Fırçamın yanında onunda fırçası vardı ve artık aynaya sadece ben değil onunla beraber bakacak idim... Tek bir canda ve bedende iki kişi olmuştuk... Pencereden gelişini izler, merdivenleri çıkarken ben kapı dibinde elini kapıyı uzatmadan kapıyı açardım, biz mutluyduk çünkü sevgi günüydü, hissediyorduk. Onca yanlışın içinde tek doğruydu belki de hissettiklerimiz... Havanın soğukluğu ya da esen rüzgar üşütmezdi bizi çünkü sarılıp birbirimizi ısıtmasını bilirdik o günde sevgi günüydü...

Evden beraber çıkar beraber yürürdük, ne güzel de yakışıyordu onun dudaklarına "karım, kadınım" kelimesi. Derken nasıl oldu bilmiyorum çetin bir kış geldi ne sevgi kalsı nede sevgili rüzgar onu bir yere beni bir yere attı... Galiba üzerimizde 14 Şubat'ın naleti dolaşıyordu. Ve biz o naleti üzerimizden atıp bir daha yanyana gelemedik... Derken Şubat ayı bitti ve telefon çaldı yine aynı ses ve yine aynı çağrı yapılıyordu. Yürek dinler mi "dur" uyarısını çünkü artık ne Şubat ayı kalmıştı nede basiret o gün eskisi gibi bütün dakikar bile sevgi günüydü... Fakat bilemedik kara bulutların güneşin ardına saklandığını oysa bize balçık ile güneş sıvanmaz diye öğretmişlerdi, yalan !... İnsan gözlerini kapatınca ne güneşi görüyor ne de naleti üzerinden atabiliyor sadece o an için herşeyin gittiini , bittiğini düşünüyor...

Ama artık emindim Şubat naleti diye bir şey vardı. Çünkü dakikalarca haber alamayan insan "neredesin" diye feryat figan ederken son nefese kadar ayrı kalmayı göze alıyorsa bu onun naletinden kaynaklanıyordu. Dün sözler verilip, yeminler edilirken ve severken ayrılık yok derken bu sevginin bitmesine tek sebep 14 Şubat'ı inan zihniyetlerdi. Karabasan gibi Sevgiyi, merhameti, güzelliği bir güne sığdırmaya çalışan zihniyetler siz olmamış olsaydınız her gün sevgi- sevgililer günüydü sizler ki ne zaman 14 Şubat belası çıkardınız bizler o zaman bu sevgiyi nereye koyacağımızı bilemedik baktık gördük ki yapacak bir şey yok, ayrıldık. Sevgiyi bitiren zihniyetler, sözlerinde durmayan sizler  şuan bir ocak tütüyordu. Amerikan uşaklığına gerek yoktu. Sen Rabbinden ötürü sevmesini bilseydin bizler iyiydik. Bizleri kötü eden, kandıranda sizlersiniz çünkü siz sevmesini bilemediniz. Gönül eğlendirmeyi, iki tatlı sözü sevgi sananlar, sözler verip umut ettirenler sizler bozdunuz bu düzeni... Şiirimin en son sözünde ki insan sebebi sensin bu ve bundan sonraki kara bulutların. Sizler gününüzü gün ederken aldığınız bir ah-ı tutmasını beklemeden nefes alıp verirken, alkış tutup bir hediye ile sevgiyi kutlayıp şampanyalar patlatırken nefesini kestiğiniz, günyüzü göstermeden dört duvar arsına tıktığınız o insanlar bir gün 14 Şubat naletini sizlerin üzerine salacak. İşte o zaman kaçacak deliğiniz olmayacak... Desem de inanmayın... Kimsenin verdiği ya da vereceği umutlara ihtiyacınız yok en güzeli ne biliyor musunuz, geçmişi unutmayı bilmeli ve "bal alan pekmez satsın" sözünü felsefe edinmeniz gerek. Hepsi bu bir de benden bir tavsiye "yapacak bir şey yok " ise YAPMAYIN, İNANMAYIN...!

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.