Mete Cengiz'den Aytmatov geçti!

Uludağ Üniversitesi ve. Bursa Türk Ocakları'nın birlikte düzenledikleri "Aytmatov Bilgi Yarışması" sonrası oturumda konuşan oğul Aytmatov "Uyandığımda babam çalışıyordu, yatarken de çalışıyordu, kendine has bir çalışma sistemi vardı" diyor ve ekliyor: "Babam iyi bir masalcı idi, bize masal anlatırdı."

Onun Ozan şahsiyeti belki de geçmişle, kozmosla iyi bir bağ kurmasından ileri geliyordu. Evrensel şöhretinin kökleri buraya dayanıyor olabilir.

Kendi ülkesinin rüzgarlarını dinlemiş, kültürünü iyi bilmiş; o kültürü bu zamanın kazanında yeniden pişirmiştir Aytmatov.

Romanlarında o denge ve derinliği görmek mümkün. Cümlelerinin etkileyiciliği, okuyucuyu adeta tutkal gibi bağlıyor. 180 dile çevrilen eserleri böylesi bir dil ve gönül bütünlüğünü göstermiyor mu?

Eserleriyle "Mankurtlaşmaya" diklenmiş bir cesur sanat adamı O. Bu yönüyle iyi anlaşılmayı bekliyor; bugünün sanatçısının ondan öğreneceği çok şey var.

Kendi kültür köklerinde derinleşmek ve o derinliği zamanın burçlarına taşımak yanında; "Issik Gölü Forumu" ve 20 yıllık diplomatlık yönü; güne dair çözümlemeleri ve cevap arayışlarıdır.

Onun eserlerini okuduğumda bir Kırgız görsem hayranlıkla seyreder, haritada Kırgızistan'a, Tanrı Dağlarını bakar Aytmatov' izini sürerdim. Bir sanatçı ülkesini, ilkesini, rüzgarını, dağını, insanini böyle sevdirir! Evrensel ufka erişmiş sanatçılar, evrensel şöhrete erişir ve milletini coğrafyasını o şöhrete taşır.

Dünya çapında böyle kalıcı şöhrete erişmiş ve "Mankurtlaşmamış" kaç tane sanatçımız var? Nobel ödülü almak kendine göre bir değer elbet; o romanlar medeniyet rüzgarlarımızı bugüne taşıyor ve dünya insaninin yüzüne bir şeyler fısıldıyor mu? Yoksa "estetize" edilmiş bir "mankurtlaşma" hareketi mi?

Evet Mete Cengiz Kültür Merkezinden, Cengiz Aytmatov geçti!