Medeniyet arabası

Bakanlığın yayınladığı listede kebaba domuz eti karıştıran, domuz etini kebap diyen yediren, başkaca gıdalara adeta zehir gibi zararlı katkılar katanları görmek doğrusu ürküttü, bu derecesi pes dedirtti.

Dağda şurada burada, sınır ötesinde terörist arama lüzum yok bir kısmı aramızda yaşıyor, dükkân açmış, tezgâh kurmuş; doğrudan cana kastediyor!

Biri vatana, biri cana vuruyor, fark ne?

Tespit edilenlere nasıl bir ceza verilsin ki caydırıcı olsun; ağır para, ağır hapis, müebbet, işten men, mal varlığını el koymak!

Bu ülkede bir zamanlar idam konuşuluyordu. Çok şeyler konuşuyoruz, evet konuşuyoruz! Sonra? Yaşadığımız gibi, gördüğümüz gibi şahit olduğumuz gibi... Devam

Hiç yol kat etmiyor muyuz? Sigara yasaklandı, ciddi olarak uygulanıyor gereği yapılıyor; eyvallah.  Aldığımız mesafe, almamız gerekenin çok gerisinde; iyi olacak diye ümit taşıyoruz, o da olmasa ne olacak halimiz?

Eğitim eğitim diyoruz; önce eğitim eğitilmeye muhtaç. Modern hurafeler ne diye müfredatta bulunur anlaşılır değil.

Teröristler eğitimden anlar mı? Öncesinde ona giden yolları kapatmak; eğitim bu değil mi? Hapishanelerde de eğitim verilebilinir, verilmeli de.

Helal lokma ile beslenmek eğitimin ilk ve en önemli adımı, sonrasında okullarda bunun öğretimi, çevreden yaşantı ile görülmesi... Edep hayâ bundan sonra gelir ve yaygınlaşır. Yaşadığımız toplum böyle mi?

Başarı odaklı, zevk odaklı, makam rütbe odaklı...

Domuz eti yiyen nasıl bir ruh haline bürünür? Tasvirata gerek var mı?

Medeniyet mayamızı gıdalarla bozuyorlar, zihin tarlamızı modern hurafelerle çoraklaştırıyorlar, kalp dünyamızı çer çöple yıkıyorlar ve direnç dayanaklarımız iyice zayıflıyor!

Yine de varız, ayaktayız, yeniden koşacak, yeniden hücuma geçeceğiz.

Tehlike büyükse ondan daha büyük adımlar atmak durumundayız; virajı helal lokma, temiz gıda, safi zihin, selim kalp, parlak akılla geçeceğiz; medeniyet arabamız bunlarla çalışıyor zira.