Mavinin sesi

Mavi deniz ve dalga sesi; uzak hayalin yakın neşesi. Hayal denizi nice dalgalarla aklın kıyısına vuruyor, zihnin duvarlarına çarpıp duruyor...

Hele gün batımı ise yaşanmışlıklar daha bir anlamlı, hayaller daha bir gerçekçi oluyor. Işık ve ses; ömrün derinliğini iniyor, geçmişin hatıralarını canlı tutuyor.

Her şey ışık ve sesten ibaret değil mi?

Yunus'un  "Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm" demesi gibi atom da "ışık ve sese büründüm, atom diye göründüm" demez mi?

Zaman denizi mekân sahilini zamansız vurup duruyor; şöyle bir oturup da havadan sudan konuşmuyoruz?

Havasız ne kadar, susuz ne kadar yaşanır? Marmara denizi kirliği alarm derecesine gelmiş; suyun, havanın, hayatın kıymetini bilmeyenlerden başka kim kirletir denizi, denizleri?

Onlar kirletir de diğerleri niye mani olmaz? Kötülüğü men etmek, iyiliği emretmek mekanizması iyi işlemiyorsa deniz de kirlenir toprak da siyaset de, şehir de, dünya da...

8 trilyon pet okyanusları doldururken, kirlilik göğe çıkmış; yakın kirlilik uydu kirliliği!

Marsa gitse, orada koloniler kursa insanın oğlu insan, değişen ne olacak; kafa aynı kafa, bakış aynı bakış olduktan sonra?

Haliç temizlendi de Marmara Denizi nasıl temizlenir?

Nedim şimdi gelse o şarkıları yazar mı, yoksa köşesine çekilir suskunlaşır mıydı? Belki çevreci aktivist olurdu!

Dinlendiren su dalgası, sonsuzluk hissi veren mavilik... Ölümlü dünyanın ölümsüzlük solukları...

O his olmasa bu dünyada yaşanır da zevk alınır mı?

Tatil zihni bir ameliye, zevki bir tüketim ve tükeniş mi? Seyahat ibret serencamı mı?

Düşünce dalgaları durmaz vurur zihnin kıyılarına; İstanbul Belediye seçimleri neyin habercisi, öğretisi nedir? Bunu okuyacak kimdir?

İyilik yap denize at demişler; Marmara'nın kirliliği atılan iyilikler olmasa gerek!

Tatile nereye gitmeli, hangi bilinmeze seyahat etmeli?

Marmara, Marmaris, Mars?

Temiz neresi kaldı? Temizliğe önce hayallerden başlamalı değil mi?

Nereye gidersen git mavinin sesini unutma; onsuz bir şey olmuyor zira! Bunun için mavi gözlü olmak veya mavi gözlük takmak değil bakışını değiştirmek yeterli.