Hava Durumu

Kahraman bekçiler

Yazının Giriş Tarihi: 20.03.2018 08:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.03.2018 08:55

Yem satışı yapan arkadaşıma ziyaretimde, kıyafetinden çitçi olduğu anlaşılan genç adama birden içimden gelerek, "Bu zamanda çitçilik yapanlar kahramandır, size madalya vermek lazım" dedim.

Hiç de abartı değil... Onlar bu toprağın bekçileri, bu vatan toprağını sahiplenen kahramanlar.

Sanayiciler alınmasın sizin gibi toprağı, suyu, havayı kirletmiyorlar, bilakis koruyor ve temizliyorlar. Başardık ettik havlarına girip şu kadar insana ekmek veriyoruz demeçleri, diğer taraftan da şunlar da lazım deyip de yeni tavizler peşinde koşmalar; tarım kesimini daha da dar alana sıkıştırıyor.

Azalan tarım arazileri ve olanların da kirlenmişliği, ürün maliyetlerinin artışı, karlılığın düşüşü; bu işte çalışanları yapıp yapmama konusunda ciddi olarak düşündürüyor. Paramız var dışarıdan alırız demek; bindiği dalı değil ağacı kökünden kesmek gibi bir şey.

Tarım kesimin sorunları çok, başta sanayiciler olmak üzere her kesimin sorumluluğu çok. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın yaptığı bir araştırmaya göre endüstriyel fabrikaların çoğunun arıtma tesisleri yok, olanları da yetersiz. Ne menem iştir, birileri bunu bize izah etsin. Ekmek veriyor görünseler de ekmeğimizi kirletiyorlar. Devlet buna nasıl müsaade eder, toplum buna yeterli tepkiyi neden göstermez? Vicdanlar tatilde mi?

Hangi çağda yaşıyoruz, kim sanayiciliğe karşı çıkabilir? Teknolojide ilerleyip yeni ürünlerle dünya piyasasında yer edinmek; ekonomik sıkıntılarımızı giderecek, içte ve dışta güçlü olmamızı sağlayacaktır elbet. Daha çok fabrika kurmakla yeni istihdam alanları oluşturmaya, daha çok insana iş vermeye olan ihtiyacımız azalmıyor, her geçen gün artıyor bu da bir vakıa. Ürettiğimizi dışarı satıp içeride yeni yatırımlarla daha geniş alanlara yayılırsak, yılgın geçen yıllarımızı telafi ederiz.

Amenna... Çevreye rağmen bunu yapmak; kendimize ve insanlığa yapabileceğimiz kötülüklerin en büyüklerinden. BM'nin yaptığı bir araştırmaya göre küresel ısınmanın % 90'ı insan kaynaklı. Eh gerisini siz düşünün.

Yağmurlar yeterli yağmayıp barajlar tehlikeli sınıra geldiğinde ciddi düşünmeye başladık; nerde hata yaptık? Anlaşılan o ki ısınma kâbusu üzerimize yaklaştıkça daha çok düşüneceğiz.

Artık tarım tartışılacak, toprak konuşulacak, su söyleşileri artacak, sanayi daha sorgulanır olacak. Ekmeksiz, susuz hayat olur mu? Olmayacağına göre toprağı, havayı, suyu kirletmeyen yeni sanayi tesislerini kurmak; kurtuluşumuz için yapmamız gerekli iş.

Tarımıyla sanayisiyle ülke bir bütündür, birinin birine üstünlüğü yoktur, ikisinin de birbirine ihtiyacı vardır. Biri diğerine kösteklerse düşen hepimiz oluruz.

Düştüğümüz yer belli, öyleyse kalkacağımız yer de belli. Belli olmayan henüz dengeli bir karar vermeyişimiz.

Şimdilik hiç değilse o kahramanlara daha fazla saygı gösterelim, hürmet edelim, çünkü onlar bu toprağın bekçileri.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.