Filmin sonu

Halep harap oluyor, insanlık ölüyorken ne yazılır?

Seherde birkaç damla gözyaşı damlatmadıktan sonra destanlar söylemek ne çare?

Ağlayamamak, çare olamamak ne acı?

30 km de binlerce insan; hastane yok, ilaç yok, doktor yok, yiyecek yok, su yok, yardıma müsaade yok; düşman var, bomba var.

Tarihin sonu dedikleri bu olmasın?

İnsansız, insafsız, zalimlerin talan alanı bir dünya;  tarih nasıl tarif edilir, medeniyet nasıl izah edilir bu dünyada?

Bir avuç insan, birkaç ülke insanlık onurunu sırtına almış;

Sırtlanların, akreplerin, yılanların istila ettiği dünyaya kurtarmaya çalışıyor.

Halep nerede, arşın nerede?

Mazlumların 'ahı' arşı titretirse zalimlerin kaçacak yurdu, sığınılacak şehri olur mu?

Semud yurt olur, Ad Kavmi çağırır mı onları?

Yüksek binalar yapmak, vadilerde kayaları oyup derin şehirler yapmak sığınak olur mu?

İki dünya savaşı nasıl bir fiilin cezasıdır?

Kendi kendini helak eden, kıta Avrupa'sını yakan yıkanlardan, aynı zihniyeti taşıyanlardan başka ne beklenir?

Silahsıza silah çekmek, çocuk öldürmek, kadın öldürmek, insan öldürmek...

Kalbi öldüren akıl medeniyetiyle bu kadar oluyor; aydınlanmanın sonu harap olmuş bir dünya.

O dünya size yar olmayacak; kalbiniz bunu hissetmiyor aklınız da mı anlamıyor?

Halep düşerse Brüksel, New York, Moskova bahtiyar mı olacak?

Bir yanda çocukların ağlayışı, anaların vahları, diğer yanda çuvallar dolusu dolar, tonlarca petrol, gaz hesabı, dünyayı hükmetme sevdası, hevasını tatmin amacı; bu dünya bu yükü kaldırır mı?

Vicdanı işlemeyen, kalbi çalışmayan bir dünya harap olmuş bir dünyadır;

İstediğiniz kadar yüksek binalar yapın, geniş yollarda geniş arabalarla gezin, teknolojik ayartılar üretin, haz hızı ile gaz verin, Mars'a uçuş hayalleri ile avunun;

varacağınız yer sizden öncekilerin vardıkları yerden farklı olmayacak.

Dolar artmasın, Halep düşmesin.

Halep'i silahla işgal edenler İstanbul'a dolarla saldırıyor.

Hesap Anadolu'yu Endülüs yapmak, bizi bin yıl öncesine götürmek!

Bakalım filmin sonu ne olacak?