Hava Durumu

Türk ordusu maça çıktı

Yazının Giriş Tarihi: 18.10.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.10.2019 07:30

Yüz yıl içerisinde tek kazanımımız Kıbrıs.

Türk ordusunun Kıbrıs'a yaptığı Barış Harekatı ile 45 yıldır bir barış ortamı söz konusu.

Yeşil Ada Kıbrıs'ta işlenmiş bir cinayetin gazetesini aradan yirmi yıl geçmiş olmasına rağmen insanlar hala saklıyorlardı. Belki hala saklayanlar vardır. Harekattan sonra Ada da asayiş olayları neredeyse olmuyor. Ben Kıbrıs'ta askerlik yaptım. Yakinen yaşadım barış ortamını. Güvenlik güçlerinin büyük bölümü silah bile taşımıyor. Bizim Batı ile farkımız burada işte.

Biz gittiğimiz yerde barış ve huzuru tesis ediyoruz, Batı ise (?).

Günümüze dek ordumuz aslında hiç rahat bırakılmadı. Sürekli terör belası gibi düşman kabullenemeyeceğimiz bozguncular, sinek vızıltıları, başkaların maşaları ile uğraşıp durduk. Aslında bu ordumuzu taarruza hazır durumda ve sürekli diri tuttu.

"Türk'ün dostu olmaz" derler atalarımız.

Bizim de üyesi olduğumuz NATO da dost olmadı bize. NATO'ya 1952 yılında girdiğimizden itibaren en fazla katkıyı Türk ordusu sağlamış. Ekonomik olarak da sekizinci sırada katkı koymuşuz. Bu güne dek hiç bir faydasını görmediğimiz gibi iç ve dış mihrakların kargaşalarında hep karşımızda yer almışlar. Domuzdan post gavurdan dost olmuyor.

Hem Kıbrıs'ta, hem de en son 15 Temmuz'da karşımızdaydılar!..

Bir de üzüldüklerimiz var.

Türk ordusunun büyük zafer kazanarak barış ortamını sağladığı Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı şu günlerde Suriye sınırımızda güvenliği sağlamak için başlattığımız "Barış Pınarı Harekatı" için hadsizce açıklama yaptı. Bu bizce batıya şirin görünme aşkından başka bir şey değildi.

Peki neden bu böyle oldu dersiniz?

Kıbrıs'a barış gelmesinde en büyük pay sahibi merhum Necmettin Erbakan Hoca zamanında merhum Rauf Denktaş'a Yeşil Ada'da imam hatip okulları açmasını tavsiye etmiş. Denktaş yıllar sonra bu tavsiyeye uymamakla yanlış yaptığını itiraf etti.

Bizce şimdiki cumhurbaşkanı problemi buradan kaynaklanmaktadır. Nesil yetiştirmekte yaşanan bir sıkıntı var demek ki.

Gelelim, Filistin'e!

Filistin Türkiye için oldukça önemli. Çünkü 2. Abdülhamit'in ifadesiyle "İstanbul'un savunması Filistin'den başlar".

Son yıllarda Mısır'ın tünellerle Filistin'e giden yolları kapatmasının ardından yardımların ulaştırıldığı tek yol Suriye kaldı. Filistinli yöneticilerin bu yola gelecek bir zevalin otomatikman kendilerini etkilemesi korkusundalar. Suriye rejimi ile ters düşmek istemiyorlar. Arap dünyası hakkında çok kelime sarf etmeğe gerek yok sanırım, halkları dost, yöneticileri (?) gibi bir durum.

Tüm dünyada bizim tek dostumuz var.

Can Pakistan. Başka dostumuz olmadığını bu günlerde de görüyoruz. 1. Dünya ve Kurtuluş Savaşı'nda tüm ülkede seferberlik ilan edilip canıyla malıyla yanımızda yer aldı Pakistan.

Günümüzde de dostlukları devam ediyor. Can dostumuz en mahrem zenginliklerini dahi dönemin genel kurmay başkanımız sayın Kıvrıkoğlu'na göstermişti. Neyi? Nükleer santrallerini. Bildiğim kadarıyla, merhum başbakan Necmettin Erbakan hocamızın yakın çalışma arkadaşı Prof. Dr. Doğan Aydal beye de aynı yerler devlet erkanı eşliğinde gezdirilmiş.

Türk ordumuzun sınır ötesi başlattığı Barış Pınarı Harekatı ile ülkemizin hepsinin "Mehmetçik" olduğunu canlı canlı yaşıyoruz. Sporcularımız kadın-erkek, tekil-takım başarılarında bunu açıkça gösterdiler. Akabinde cepheden askerimiz selamı alıp, iade i selam da yolladı.

Asıl "çok güzel hareketler" işte bunlar.

Elbette bu olaylar ordumuza dostlarımıza moral olurken düşmanlar da tırnak kemiriyor.

Evet, maça çıktık bakalım. Abdülhamit Han'ın torunu Kayıhan beyin dediği gibi "biz geriye dönersek siz deliye dönersiniz".

Batı selamlarımızı elinden gelen her yere UEFA'ya bile şikayet ediyor. Çok komikler.

Korkuyorlar! Evet evet, korkuyorlar!

Tabi bunun başlıca sebebi geçmişimiz. Ecdadımız. Bir mektupla yetmiş seksen yıl korku yaşayan Batılıların korktukları mı başına gelecek? El cevap ecdadımızın yolundan gidildiği müddetçe korktuğu batının başına gelecektir.

Zira onların korkuları, bizim tankımızdan, topumuzdan, ordumuzun kalabalık olmasından değil, imanımızdan, inançlı ordumuzdan ve tüm halkımızın "Mehmetçik" olmasından kaynaklanıyor. Şanlı Türk ordumuza ülkemizin Milli çıkarları ve huzur barış ortamı oluşturmak için çıktıkları yolda başarılar diliyorum.

**

Ülkemizin önemli devlet adamlarından MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaşadığı solunum yolu rahatsızlığından dolayı sayın Bahçeli'ye ve tüm ülkücü camiasına da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.