Hava Durumu

Sığınmak

Yazının Giriş Tarihi: 30.12.2019 06:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.12.2019 06:50

Türkiye'nin yabancı olmadığı bir kelime.

'Sığınmacı'dan biliyoruz.

Yağmur yağdığında bir çardağa sığınırız, şemsiyemiz yok ise yanımızda.

Yazın güneşin sıcağından, kışın ayazından elbiselere sığınırız, kapalı mekanlara, evlerimize sığınırız. Küçükken yaptığımız yaramazlıklarda annemiz döverken 'anne' diye ağlar annemize sığınırız.

Bir hayvan bizi ürküttüğünde de korkumuzdan sığınma ihtiyacı duyarız.

İnsanlar ülkelerini terk etmek zorunda kaldıklarında 'emin belde' ararlar, sığınmak için.

Gittikleri ülkelerde ise isimleri 'sığınmacı' olur.

İlk Müslümanların doğup büyüdükleri, sevdikleri Mekke'yi bırakıp Habeşistan'a sığındıkları gibi. Kısa bir süre sonra Hz. Muhammed (SAV) peygamberimizin Medine'ye hicret etmesi gibi. Ancak Medine'de farklı isimlendirildi gelenler. Ensar gelen misafirlere 'Muhacir' dedi.

Dillere destan 'Ensar-Muhacir' kardeşliği başladı böylelikle.

Kardeşler uzun yıllar süren birliktelik içerisinde ömür sürdüler.

Gün geçti Tebük Savaşı zamanı geldi. Öyle bir zamandı ki hurma ağaçlarının bakımının yapılması icap ediyordu. Medine'de ana geçim kaynağı olan hurma ağaçları bakımı yapılmadığında verimli olması imkansızdı. Bunu tüm üreticiler bilirdi.

 Ka'b b. Malik (RA), Hilal b. Ümeyye (RA) ile Mürare b. Rebi (RA) mazeret bildirip Tebük'e işlerinin bitimde hareket edilmesini aksi takdirde bu yıl hurma ağaçlarından verim elde edilemeyeceğini kazançlarının da buna bağlı olarak azalmış olacağını söylediler. Bu üç sahabe söylediklerinde samimiydiler. Başka kimseler de vardı, 'ancak onlar sözlerinde samimi değildi' der tarih kitapları. Diğerleri, savaşa hiç bir koşulda katılma düşüncesi olmayan kimseler olarak adlandırılır.

Peygamberimiz Tebük seferinden döndüğünde geride kalanlardan Ka'b, kendisinden af isteğinde bulundu. Hz. Peygamber onunla aynı durumda olan Hilal b. Ümeyye (ra) ile Mürare b. Rebi (ra) için 'haklarında Allah'ın açık hükmü gelinceye kadar beklemelerini' söyledi.

Tam 50 gün!

Üç sahabe için 50 gün süren sıkıntılı bir süreç başlamıştı. Hiçbir arkadaşı kendisiyle konuşmuyordu. Aileleri de onlardan uzaklaşmış, hizmetlerini görmüyorlardı. Çünkü gelen haber böyleydi. Dışlanmaları istenmişti. Bu süre zarfında gök aşağıya inmiş başlarından bastırıyor, yer adeta 'üzerime basmayın' der gibi geliyordu üç sahabeye. En üzüldükleri konu Hz. Muhammed (SAV) efendimizin onları 'yok hükmünde' saymasıydı.

50. gün Ka'b sabah gün ışımasına yakın evde ibadetle iştigal olurken dışarıdan kendisine seslenildiğini duyar. 'Ey Malik'in oğlu Ka'b, müjdeler olsun, kurtuluş haberin geldi'. Haberciye göre Hz. Peygambere Ka'b ile birlikte üç sahabenin tövbelerinin Allah tarafından kabul edildiği bildirilmişti.

Üç sahabenin Tevbe-117/119. Ayetlerle tövbeleri kabul edilmişti. Tövbe etmekten bıkmayan K'ab ve diğer iki sahabe haberdar olduklarında şükür secdesine kapanmışlar.

Ka'b-Hilal-Mürare isimlerindeki üç sahabe yaptıkları hata neticesinde uğradıkları ambargoda  'Allah'a sığınmışlardı. Sonra da sığındıkları kendilerine fayda sağlamıştı.

Biz de öyle yapıyoruz ya. Besmele çektiğimizde 'Kovulmuş şeytanın şerrinden esirgeyen ve bağışlayan Allah'a sığınırım,' diyoruz. 

Korktuğumuzda korkumuzdan emin olacağımıza sığınıyoruz. Felak ve Nas sureleriyle kötülüklerden Allah'a sığınıyoruz. Yaratılmış kötülerden, karanlıktan, sihirbazların kötülüğünden hasetçilerden, Allah'a sığınırız. Cinlerin ve insanların kötü olanlarından, vesvesecilerden, sinsi kötülerden, Rabbe, Melik olana, bir tek ilahımıza sığınırız.    

Hz. İbrahim peygamberimiz mancınıkla ateşe atılmıştı, bilirsiniz. Ateşe atıldığında havada giderken Cebrail (AS) seslenir. 'Ya İbrahim ya Halilülrahman benden bir isteğin var mı istersen sana bunu yapanların üzerine ateşi göndereyim' der. Hz. İbrahim sorar, 'Allah şu an benim bu halimden haberdar mıdır? -Evet. -Öyleyse Allah bana vekil olarak yeter, O ne güzel vekildir'.

Sonra ne oldu? Ateşe 'İbrahim'e karşı serin ol' dendi ve ateş bir gül bahçesine dönüştü. Allah böylesine güzel vekildir.

Bize böyle bir soru sorulsa kim bilir ne cevaplar verirdik!

Karşılaştığımız musibet ve zorluklarda üç sahabe gibi, Hz. İbrahim peygamberimiz gibi yalnızca Allah'a sığınalım inşallah.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.