Hava Durumu

Çıkartma emrini kim verdi-2

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2020 06:30

Peki Kıbrıs Barış Harekatı emrini kim verdi?

Karaoğlan Ecevit mi?

Mücahit Erbakan mı?

Yeşil Ada Kıbrıs'ın kısaca tarihini anlattıktan sonra yıllarca tartışılan bir konuyu yazımıza taşıyoruz.

 **

Yaşananlar neticesinde Türkiye Başbakanı Ecevit bir heyetle İngiltere'ye gitmişti.

Lakin katliam haberleri sürekli radyolarda tekrar edilmekteydi.

Erbakan'ın başkanlığında bakanlar kurulu toplanmıştı.

Durumun vahameti ortadaydı.

Erbakan'ın ağzından dinlediğim olay şöyle zuhur etmiş...

Prof. Dr. Necmettin Erbakan: 'Evet kısaca açıklayayım. Biz o zaman Sayın Başbakan'ı, Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık ve Oğuzhan Asiltürk ile birlikte havaalanından Londra'ya uğurladık. Bu uğurlama merasiminde Kuvvet Komutanları, Genelkurmay Başkanı da beraberinde bulunmaktaydılar. Kendileri ile bir durum müzakeresi yapmak üzere hemen bir odaya çekildik. Bizim o zamanki Devlet Bakanımız Sayın Süleyman Arif Emre Bey de dışarıda bekliyordu. Kuvvet Komutanları ile 'Şimdi Ecevit İngiltere'ye gidiyor, durum nedir?' diye aramızda müzakere ettik. Onlar da  'Siz Başbakan vekilisiniz. Bizim şu anda dahi önemli bazı hususlarda nasıl hareket edeceğimizin bize bildirilmesine ihtiyacımız vardır' dediler. O esnada zaman faktörünü çok iyi kullanmak gerekiyordu. Sampson, Ada'da ihtilal yapmış ama herkes onu hemen kabul etmemiş. Makarios taraftarları ile Sampson arasında çeşitli yerlerde silahlı mücadele oluyor. İşte biz bu kargaşadan yararlanmaya önem veriyorduk. Onun için bir an evvel çıkartmanın yapılmasını istiyorduk. Kuvvet Komutanları da aynı arzu içerisindeydiler. Onlar da bunu takdir ediyorlardı. Askerlerimiz bizlere şunu ifade ettiler: 'Bize kesin emir verilmesi lazım. Çünkü bizim askerimiz, ordumuz Kıbrıs olayları tarihinde bugüne kadar iki defa bir nevi düş kırıklığına uğramıştır. Bunlardan bir tanesi İsmet İnönü zamanında "Yükleyin dendi, yükledik.'  Sonra arkasından ABD Başkanı Johnson'un mektubu üzerine 'Hayır, geri dönün' dediler. Biz götürdük askeri İskenderun'a çıkarttık. Ve böylece bir manevra görüntüsüne büründü yaptığımız iş. Süleyman Demirel zamanında da 'Yükleyin' dendi, yükledik. Tekrar bizim topraklarımıza çıkardık. Şimdi bu aynı ordudur. Bugün bu ordunun içerisinde siz bize yükleyin ve yola çıkın derseniz ve ondan sonra da yoldan geriye çevirirseniz, biz artık bu askeri hiçbir zaman hakiki harekatın yapılacağına kıyamete kadar inandıramayız. Bunun önemini dikkate alarak ne yapacağız söyleyin, dediler?'

O an kendilerine şu suali sordum:

'Şimdi şu anda farz edin ki biz Hükümet olarak bu emri size verdik. En erken ne zaman Girne'ye çıkartma yapacaksınız?'

Dediler ki 'Bizim birtakım birliklerimiz İskenderun'da, Niğde'de. (Komando Birliği vs.) Bunları oralara getirip bütün her türlü silahlarıyla beraber gemilerin hepsini yüklemek... Oradan hareket edip Ada'ya gitmek, bütün bunların hepsi en erken Cumartesi günü sabahleyin olabilir. Deniz Kuvvetleri Komutanımız Oramiral Kemal Kayacan 'Ben Karedeniz çocuğuyum. Bir kayıkla bile gider  oraya çıkarım' dedi. Onun bu sözü çok memnuniyet verici, güven verici bir söz oldu. Diğer komutanlar da, başta Semih Sancar Paşa olmak üzere 'Bunun yürütülmesi lazımdır' noktasında ısrarla durunca o halde bakanlar kurulunu toplayalım orada konuşalım dedik.'

Havaalanında yapılan görüşmeden sonra Başbakan Bekili Erbakan Hoca konuyu bakanlar kuruluna götürüp, ardından da muhalefet liderleriyle görüşülmesi için bir karar vermişti.

 **

Ama çıkarma emrini kim vermişti?

Karaoğlan Ecevit mi?

Mücahit Erbakan mı?

Devam edeceğiz...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.