Hava Durumu

Avrupa Viyana da çok şey kaybetti

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2020 06:30

Avrupa'nın en kilit noktası Viyana 1 Temmuz 1683 yılında ikinci kez kuşatılmıştı.

Daha önce Kanuni tarafından 17 gün kuşatılmış olan Viyana ağır silahların getirilmemesi ve yaklaşan kış sebebiyle tekrar gelmek üzere sonlandırılmıştı.

İkinci kuşatma 4. Mehmet/Avcı Mehmet zamanında gerçekleştiriliyordu.

Aslında Macarlar üzerinde artan Alman zulmünü önlemek için oldukça kalabalık bir ordu ile Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sefere çıkmış, epey ilerleyip önünde karşı koyacak güç kalmayınca yola devam etmek istedi.

Merzifonlu ordusunun içerisindeki paşalarla istişarede fikrinin Viyana'ya yürümek olduğunu söyledi. Paşalardan Kırımlı Murat Giray karşı fikir söylemişti. Kırımlı paşaya Koca İbrahim Paşa da katılmıştı. Diğer paşalar, Kızıl elma olarak gördükleri Viyana'nın kuşatılması için hem fikirdiler.

Buna rağmen istişarede 2. Viyana Kuşatma kararı 1 Temmuz 1683 günü verilmiş, yola çıkılmıştı.

Kısa geçeyim Merzifonlu şehri kuşatmıştı, fakat tarihi bir kent olması nedeniyle şehre zarar vermek istemiyordu. Tatlı bir reçete ile Viyana'nın kendiliğinden teslim olması yönünde bazı uygulamalar yapmaya başlanmıştı. Diğer taraftan Haçlılar Tuna Nehri'nin karşı kıyısında toplanıyorlardı. Nehrin üzerindeki köprüden başka, şehre bir ulaşım yoktu. Köprüyü tutma görevi ise Kırımlı Murat Giray Paşa'ya aitti. Kırımlı Tatar Ağası, istişarede kendi fikri doğrultusunda hareket edilmediği için Merzifonluya bir ders verilmesi gerektiğini düşünüp adeta kendi sözünün dinlenmediği için başarılı olunmasını istemiyordu. Köprüden sivillerin bile geçmesine engel olacakken haçlı ordusunun köprüyü geçmesine haçlılardan aldığı vaatlerle müsaade etmişti. Haçlıların köprüyü geçmesiyle Osmanlı ordusu iki ateş arasında kalmıştı.

Belki de Kırımlı hatasını anlamıştı, ancak iş işten geçmiş, büyük kayıplar verilmeye başlanmıştı. Merzifonlu kahramanca savaşırken, yine istişarede karşı görüş beyan eden Koca İbrahim Paşa verdiği emirle askerlerini savaştan men ediyordu. Bu iki ihanet sonrası Merzifonlu gönlü istemese de 12 Eylül'de toplanma merkezini belirleyerek, 'herkes başının çaresine baksın' diyerek geri çekilme emri vermek zorunda kalmıştı.

 **

Tarihin en önemli dönüm noktalarından biri belki de bu olaydır.

Şayet iki paşa ihanet etmesiyle, (Allah bilir de en doğrusunu) geri çekilme neticesinde belki de bütün Avrupa'nın Müslüman olması engellenmiş oldu.

Bu olay Osmanlı'nın toprak kaybetmesinin de başlangıcı olmuştu. Belgrad yakınlarında tekrar toplanılmış Merzifonlu mahkemeyi kurmuş, İbrahim Paşa'nın idam kararı verilmişti.

Merzifonlu'nun makamında gözü olanlar, yaptıkları kulis çalışmalarıyla, büyük kahraman paşanın da idam fermanını padişahtan istemiş ve muvaffak olmuşlardı.

Merzifonlu'nun kesilen başı Edirne Sarayı Adalet kulesinin yanındaki 'ibret taşı' na konulmuştu. Ardından Osmanlı gerileme dönemi başlamıştı. Şayet iki paşa Merzifonlu'yu dinleyip emrine uysaydılar, Avrupa tamamıyla Müslüman olacak ve son 500 yıldır vefat eden Hristiyanlar, Müslüman olarak ölmüş olacaklardı.

Avrupa ne kadar büyük bir şey kaybetmekteydi. Sadece Avrupa kaybetmedi.

Osmanlının topraklarında günümüzde de ızdırap, kan ve gözyaşı devam etmekte.

Zira Siyonistlere göre 'Osmanlı bitirilmiş değil, durdurulmuş bir medeniyettir.'

Durdurulmuş medeniyet olan Osmanlı'nın stratejik ortaklarını bir gözden geçirerek 'nerede kalmıştık' diyerek, tekrar aslına kimliğine bürünmesi elzemdir/gereklidir, ertelenmemelidir.

Bütün İslam Âlemi de O anı beklemektedir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.