Hava Durumu

Avrupa Müslümanları bir gerçektir

Yazının Giriş Tarihi: 27.07.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.07.2020 07:30

Avrupa'ya çalışmaya gidenlerin verdiği mücadele küçümsenmeyecek kadar büyüktür.

Müslüman toplulukların bir statüye kavuşturulması hedeflenmiş. Camiler kurulmuş dernekler vasıtasıyla hizmetlerini devam ettirmekteyken, bireylere devredilmesi, "din görevlilerinin yetiştirilebilmesi", ülkede sayıları 500 Bin'e ulaşmış Müslümanların temsilcileriyle yapılan görüşmeler neticesinde 1900'lü yıllarda birlikte yaşamaya başlanmasından günümüze gelindiğinde bir güncelleme ihtiyacı hissedilmiş ve Müslümanların "yok sayılamayacağı" düşünülmüş.

Tabi yasa hazırlanırken görüşleri alınan Müslüman temsilcilerin isteklerinin büyük bölümünün sadece dinlenmesi hayat geçirilmemesi söz konusu olmuş.

Bu meyanda; Dini cemaatların bakanlar kurulunun insafına bırakılmasının doğru olmadığı, yurt dışından gelip hizmet eden imamların engellenmesinin yanlışlığı, Müslümanlar için önemli günlerde düzenlenen organizasyonların iptal edilmeleri, benimsenmemiş. İslami hayatı olumsuz etkileyecek kararların alınmak istenmesi şüphelerini taşıyan Avrupa Müslümanlarını elbette mecliste temsil eden Türk asıllı Milletvekilleri de varmış.

Yapılacak yasaya göre o günlerde Avusturya İslam Topluluğu, "Devlete hesap veren Müslümanlara hesap soran" bir konuma getirilmek istenmiş. Türk asıllı Milletvekili Alev Korun, "yasanın olumsuz yönlerinin olumlu yönlerinden daha fazla olduğunu" vurgulamış.

 Müslüman'ın haklı olması yeterli olmuyor, haklı olmakla beraber güçlü olmak gerekiyor, Müslüman'ın güçlü olması haklının hakkına kavuşabilmesi anlamını da taşıyor.

 **

Bu konu birkaç yıl önce işlenmişti.

Bir benzer uygulamanın yıllar önce Almanya'da yapılması söz konusu olmuş.

Bizde araştırdık.

Alman ekonomisi için büyük önemi olan Türkiye Müslümanlarının nüfus yoğunluğu Almanya'yı sosyal hayatta görmezden gelememesine neden olmaktaydı. Kısa geçelim, İslami Toplulukların ihtiyacını sorunlarını tespit edebilmek için Almanya'daki organize olmuş İslami topluluklar ile pozitif görüşmeler başlamış. Bu esnada "Federal Haber Alma Servisi" (BND) bir dizi görüşmeler yapmaya başlamış. O sıralar Almanya'da en organize topluluk günümüzde olduğu gibi Avrupa Milli Görüş Topluluğu' imiş.

 **

Bakın neler olmuş!

BND bir plan yapar. Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan tespit edilir. Kendisine bazı imkanlar ve vaatler verilir ki önder yapılır. Önce siyasi yapılanmanın dışına çekilmek istenir Müslümanlar.

Sonrasında Avrupa Milli Görüş Topluluğu içerisinden bir parça kopartıldı. Fikir kirliliği oluşturuldu. Sinsice hazırlanan plan uygulandı.

İyi niyetli düşünülürse, Cemalettin Kaplan'ın insanları bilmeden bir çizgiye çektiği söylenebilir. Ancak planın masumca bir tarafı görünmüyor.

Türkiye'de il müftülüğü yapmış bir kişinin 'oy kullanmak İslam dini dışına çıkılmasına sebep olur' demesi masumca bir davranış değildir. Zira aynı cemaat yıllarca "oy kullanan kafirdir" demeye kadar işi götürmüştür. Tabi BND'nin planı tıkır tıkır işlemiş, Almanya Parlamentosu Müslüman nüfusu resmen tanıma olayını kim bilir hangi bahara bıraktı Allah bilir.

 **

Beşyüz yıl geriye gidildiğinde de bir benzeri olay var Avusturya'da yaşanıyordu.

Viyana'ya kuşatma yapılmış, Kırımlı Paşa köprüyü tutmayıp haçlıların şehre girmelerine göz yummuş, Osmanlı Ordusu iki ateş arasında kalınca kuşatmayı bırakıp dağılarak canlarını kurtarmak zorunda kalmışlar.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın kellesi gitmişti gitmesine. Ancak daha öncesinde Kırımlı Murat Giray ve O'na uyan Koca İbrahim Paşa geri çekilme sonrasında toplanma yeri Belgrat'ta idam edilmişler.

Şayet Merzifonlu'yu dinleselerdi, beşyüz yıldır Avrupa'da ölenler belki de Müslüman olarak vefat edeceklerdi.

Kim, hangi ülke, ne hesaplarsa hesaplasın, ne plan yaparsa yapsın, Avrupa Müslümanları bir gerçektir ve yok sayılamaz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.