Hava Durumu

30 Ağustos hakkında

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2020 06:30

Pandemi dönemi ilan edilen şu günlerde sürekli olduğu gibi 30 Ağustos tartışmalarına devam ediliyor.

Konuyla ilgili bir grup zümre zaten sürekli bir sorgulama çabası içerisinde.

Tarihçe nedir diye bir inceleyeyim dedim.

Yakın tarihimiz olmasına rağmen çorba gibi karıştırılmış, mübarek günlerde adeta aşure haline getirilmiş bir durum ile karşı karşıya kaldım.

30 Ağustos günü, ilk kez 1924'te Dumlupınar'da Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in katıldığı bir törenle 'Başkumandan Zaferi' adıyla kutlanmış.

1 Nisan 1926'da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu'nda 30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde bu bayram gününün kara, deniz ve hava kuvvetleri tarafından kutlanacağı belirtilmiş. Aynı günlerde, dönemin Milli Savunma Bakanı Recep Peker'in yayınladığı bir genelge ile bayram törenlerinde neler yapılacağı detaylı bir şekilde belirtilmiş. Tören 1930'da üst düzeyde gerçekleşen Büyük Zafer kutlaması veya anma töreni olarak değil de, Hava Kuvvetleri'nin ülke savunmasında önemli bir yeri olması nedeniyle, Tayyare Cemiyeti de 30 Ağustos tarihini 'Tayyare Bayramı' ismini almış.

Zafer Bayramı veya Kutlamaları, 1960'tan itibaren daha kapsamlı ve katılımı yüksek bir şekilde kutlanmaya başlanmış.

30 Ağustos, Türkiye'de askeri okulların mezuniyet törenlerini yaptıkları gün olmuş, ayrıca tüm subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte olmuş.

Zafer Bayramı uzun yıllar Genelkurmay Başkanı'nın tebrikleri kabul ettiği bir bayram olarak kutlanmış. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'Başkomutan' sıfatıyla kutlamalara ev sahipliği yaptığı 2011 yılından itibaren değişmiş. Zafer Bayramı tebrikleri başkomutan sıfatıyla cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmeye başlanmış.

Değişiklik 8 Eylül 2010'da Resmi Gazete'de yayınlanmış.

26 Ağustos'ta başlayan ve 9 Eylül'de Yunan'ın İzmir'de o zamanki ismiyle Akdeniz, şimdiki ismiyle Ege Denizi'ne dökülmesiyle biten 'Büyük Taarruz' hikayesi böyle.

Babalarımızın ve dedelerimizin yaşadıkları günleri neden net bir biçimde bilemiyoruz, çok enteresan.

Biz balık hafızalı bir toplum değiliz!

Mekke'nin, Kudüs'ün, İstanbul'un daha birçok zaferlerin tarihini yüz yıllar geçmesine rağmen biliyorken yakın tarihimiz için çalışma başlatılsa iyi olacak.

26 Ağustos Büyük Taarruz'un başlangıç tarihi ise, 9 Eylül bitiş tarihi ise, neden 30 Ağustos diye bir soru sorma hakkına sahibiz sanırım.

Çok yakın bir zamanda gerçekleşen olaylar hakkında net bir bilgiye sahip olmayışımız sorgulanmalı. Tarihçilerimiz özellikle yakın geçmişte yaşanmışları tüm gerçekliğiyle günümüze aktarmalı derim.

Bu bizim en doğal hakkımız.

Ondan sonra da, 30 Ağustos'ta dahil insanlar yakın tarihi pozitif biçimde buyursun sorgulasınlar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.