Hava Durumu

Slow food ile sağlıklı yaşayın

Yazının Giriş Tarihi: 15.12.2018 07:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.12.2018 07:20

Son yıllarda hızlı yemek adı altında tükettiğimiz gıdaların yüzlerce sağlık sorunu yarattığını biliyoruz.

Kontrol edilmeyen ve denetime girmeyen, girse de bir şekilde dosya altı edilen kötü mutfak koşullarında üretilen yiyeceklerin hangi kalitede yağlarla ya da birkaç günlük yanmış yağlarla üretildiğini biliyormusunuz.

Bilmeseniz daha iyi...

Zararın neresinden dönseniz kardır.

Dünyanın en ünlü fast food markasının, yıllardır bizlere amonyak ve yağlardan oluşan hamburger yedirdiğini biliyor muydunuz? Mahkemelerce kanıtlanmasına rağmen hala önünde kuyruk olması da ayrı bir ironi..

Fast food'a karşı çıkarılan slow food diye bir şey var. Neredeyse hepimizin haberinin olmadığı bir yeme-içme akımı.

Fast food yerine slow food alışkanlığı edinmenin faydalarına gelince...

1-Şef size özel üretir.

2-10 dakika fazla beklersiniz, ama sağlıklı beslenirsiniz.

3-Sağlıksız yiyecekler tüketip obezite olmazsınız.

4-Zararlı yiyeceklere ödediğiniz paralarla sağlıklı beslenirsiniz.

Ve dahası...

Peki nedir bu slow food?

Yavaş yemek yani bizim annemizin mutfağı olan İngilizce ifadesiyle slow food 1986'da Carlo Petrini tarafından başlatılan uluslararası bir harekettir.

Carlo da benim gibi kendi mutfak kültürünün aşığı demekki..

Slow food, hızlı ve ayaküstü yemek alışkanlığına yani fast food'a karşı alternatif olarak geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden harekettir.

Yani kendi öz kültürünün asimile olmaması için başlatılan bir yiyecek devrimi de diyebiliriz slow food için.

Her zaman dediğim gibi mutfak kültürümüzün değişmez mimarları annelerimize ve şeflerimize büyük görev düşüyor.

Türk gastronomisini işleyen, yaşatan ve tanıtmak için bu kadar mücadele eden bir sürü kaliteli lokantalarımız varken, çocuklarımızın ve kendi sağlımızın bozulmaması için fast food akımına bir son vermeleri gerekiyor...

Bu durumun en korkunç olanı, evimizdeki mutfağımızda bu fast food akımını işliyor olmamızdır.

Herşeyden önce annelerimizin tarifleri bizlere bir ömür yetecekken ve tadına doyum olmazken çocuklarımıza neden aktarmayız ya da sadece 3 dakika daha hızlı olacak diye çocuklarımızın bu kötü yemek yeme alışkanlıklarına neden durmadan destek oluruz anlaşılır gibi değil.

Son zamanlarda çok bilindik bir fast food şirketine açtığı davayı kazanan ünlü bir şef, bu markanın yıllardır insanları zehirlediğini kanıtlamıştır.

Yine acımasızca olan bu durumu ülkemizde bildiğimiz halde, bu şirketlerin önünde kuyruklar oluşturmamızdır.

Demem o ki siz bilmiyorsanız annenizden yardım alın ama kendi çocuklarınızı zehirlemeyin.

Kendi mutfak kültürümüzü yaşatabilmenin bir aşamasıda budur.

EŞBELEK AŞI

800 gr yağsız kuşbaşı et

2 orta boy soğan

10 diş sarımsak

10 adet yeşil erik

2 yemek kaşığızeytinyağı

1 yemek kaşığıtereyağı

1 yemek kaşığıdomates salçası

1 tatlı kaşığısirke

1 çay kaşığıtuz

1 çay kaşığıkarabiber

1 adetdefne yaprağı

HAZIRLANIŞI

Zeytinyağını derin bir tencerede kızdıralım. Kuşbaşı etleri alıp yüksek ateşte kendi suyunu çekene kadar pişirelim. Etlerin üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyip kapağını açık bıraktığımız tencerede orta ateşte pişirme işlemini sürdürelim. Arpacık soğan ve sarımsakların kabuklarını ayıklayalım.

Yumuşayan etlere domates salçası, arpacık soğan, sarımsak, sirke, tuz, karabiber ve defne yaprağını ekleyip karıştıralım. Üzerini bir parmak kalınlığında geçecek kadar sıcak su ekleyip kısık ateşte pişirme işlemine devam edelim. Kıvam ve lezzet vermesi için arada tereyağı ekleyelim. Soğan ve sarımsaklar yumuşadığında salçalı sosuyla birlikte sıcak olarak servis edelim afiyet olsun.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.