Hava Durumu

Neden tek kadın?

Yazının Giriş Tarihi: 26.05.2016 09:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.05.2016 09:05

65. Hükümet'in yeni bakanları belli oldu. Dikkatimi çeken nokta ise sadece bir kadın bakanın olması. Geçtiğimiz hükümet kabinesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın dışında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da kadınlara aitti. Ancak 65. Hükümette bu sayı düştü bire... Her bakanlar kurulu açıklandığında klişe bir cümle oluyor bu: Yeni kabinenin tek kadın bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı oldu.

Açıkçası, 26 bakanın içinde bir kadın olması yanında bu bakanlığın da yalnızca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olması 'neden' sorusu açısından bir neden... Yani kabinede kadın temsiliyetinin azlığının yanında verilen bakanlığın da yine 'kadın işi' olması, kadının Milli Eğitim Bakanlığı yahut Kültür ve Turizm Bakanlığı yahut Maliye Bakanlığı'nda görev alamıyor olması... Neden dedirtiyor insana...

Yani Türk kadını yine 'aile'nin dışına taşamadı.

Kadınların siyasetteki temsiliyetinin bu kadar az olmasının nedeni çekingenliği mi? Naifliği? Erkek meslektaşlarından çok daha sert bir muamele görecekleri mi? Erkek karar mekanizması kadın siyasetçiyi yük ya da risk olarak mı görüyor? Siyasetin zorlu, yüksek ve uçsuz bucaksız basamakları kadın zerafeti için fazlasıyla mı sert ve çetin?

Hadi mesleki açıdan birçok işverenin 'Kadındır, tam işi öğrendi derken evlenir, hamile kalır, bir de onunla uğraş. Biz iyisi mi özellikle erkek eleman arayalım' klişesi siyaset için de mi geçerli?

Yahut;

Siyasette, bürokraside, özel sektörde, medyada kadın yönetici sayısının azlığı erkek karar mekanizmalarının kadınlara reva gördüğü küçümseyici ve had bildiren muameleden kaynaklanıyor olabilir mi?  Geçmiş kabinelerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yapmış kadın bakanların başarısından ya da başarısızlığından bahsetmiyorum. Konum o değil o bambaşka bir mevzu. Ya da 'elinin hamuru ile erkek işine bulaşan ve erkekleşen' kadından da bahsetmiyorum.

***

Bakınız;

BAREM tarafından gerçekleştirilen ve 'Dünyada kadın siyasetçiye bakış' konulu araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Katılımcıların 4'ü, siyasetçilerin ağırlıklı olarak kadın olması durumunda, dünyanın genel olarak daha iyi bir yer olacağını ifade ederken, 'si daha kötü bir yer olacağını, A'i ise, herhangi bir farklılaşma olmayacağını söylüyor.

***

Erkek egemen bir dünyada, devletlere yön veren, tek bir sözüyle imparatorlukları titreten, yaptıkları buluşlarla dünyayı güzelleştiren, ilklere imza atarak dünya üzerinde büyük değişikliklere kapı açan kadınlardan bir kaçını listeliyorum size...

Kleopatra (M.Ö. 69-30):  18 yaşında Mısır kralıçesi olan 9 dil bilen Kleopatra hâlâ tarihin en güçlü kadınları arasında yer alıyor.

I. Elizabeth (1533-1603): İngilizlerin gurur duya duya bitiremediği, adına Amerikan kolonilerinden birini adadığı pek muhterem hükümdar.

Prenses Diana (1961-1996):  20. yüzyılın en çok tanınan ve sevilen hümanist prensesi.

Büyük Katerina (1729-1796):  Rusya'yı 18'inci yüzyılın en büyük gücü haline getiren büyük çariçe.

Margaret Thatcher (1925-2013): İngiltere'nin ilk kadın başbakanı, uyguladığı katı politikalar nedeniyle "Demir Leydi" lakabını aldı.

 Indira Gandhi (1917-1984):  Hindistan'ın ilk ve tek kadın başbakanı olan Gandhi, görevde olduğu 1966-1977 ve 1980-1984 yılları arasında ülkesini en zor zamanlarında dağılmaktan kurtardı.

Eleanor Roosevelt (1884-1962):  ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'ın eşi ve siyasi danışmanıdır. Eşinden sonra başkanlık koltuğuna oturan Harry S. Truman döneminde Birleşmiş Milletler temsilciliği yapan Eleanor Roosevelt, yaşamı boyunca insan hakları alanında savaşmış ve 'Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi'ni Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Benazir Butto (1953-2007): Müslüman bir ülkede seçilmiş ilk kadın başbakan olan Benazir Butto, görevi sırasında Pakistan'ın askeri diktatörlükten demokrasiye geçişi için çalışmıştır.

Hürrem Sultan (1500-1558): Sultan Süleyman'ın nikâhlı karısı olarak sultana beş evlat veren Hürrem Sultan'ın 1520'lerden ölümüne kadar, o yıllarda dünyanın en büyük ve güçlü devleti olan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde büyük etkisi olur.

Cinsiyetçilik çoğu zaman direkt yakalanmaz, başka argümanlar arkasına saklanır. Üstüne üstlük çoğu zaman kendilerini bu konuda en günahsız ilan edenler tarafından yapılır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya bu zorlu erkek dünyasında kolaylıklar diliyorum.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.