Maruz kaldığınız toksit yüklere dikkat!

 'Toksin' nedir?

Bir toksin bir zehirdir - insan vücudu için tehlikeli olan herhangi bir madde. Kurşun, cıva ve kadmiyum gibi ağır metalleri içeren, endüstriyel kimyasallar ve kirleticiler ve böcek ilaçlarıdır. Ayrıca, ev temizlik ürünleri, vücut ürünleri ve hatta makyaj ürünleri gibi toksik olduğunu düşünmediğiniz günlük kullandığımız ürünlerde toksit maddeler oldukça fazladır. Ayrıca, birçoğumuzun hiç duymadığı bir kategori var - mikotoksinler (bazı küf tipleri tarafından salınan uçucu organik bileşikler)

Toksinler vücudunuza nasıl girer?

Çok "toksik" bir yaşam sürdüğünüz için birçok toksine maruz kalmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Gerçekte, kirli bir bölgede yaşamıyor olsanız veya endüstriyel bir işte çalışsanız bile, her gün binlerce toksine maruz kalırsınız. Soluduğunuz havada, içtiğiniz sularda, yediğiniz yiyeceklerde ve kozmetiklerde, temizlik ürünlerinde ve her gün kullandığınız tencerelerde bulunurlar - ve aslında hükümetimiz onları onayladı ve güvende olduklarını söyledi. Şu an itibariyle, ABD'de yaklaşık 80.000 kimyasal kullanım için tescillendi ve her yıl yaklaşık 1.700 kişi bir aydan kısa bir sürede ve çok az veya hiç test yapılmadan hızlı bir şekilde onaylandı. Hükümetimiz testi yapıp güvenli olduğunu bize söyler. Bir ürün beş malzemeden oluşuyorsa, beşi birlikte değil, her birini güvenlik için ayrı ayrı test ederler. Ve evet bu kimyasallar vücudunuzun içinde dolanırlar.

Peki bu toksinler vücudumuza nasıl giriyor?

Onları havada soluyoruz, onları yiyoruz, içiyoruz ve cildimiz onları emiyor.

Onları nefes alıyoruz: İnsanlar zamanlarının tahmini % 90'ını iç mekanlarda geçiriyorlar. İç mekan havasının dış mekan havasından beş kat daha fazla kirlenmiş olabileceği göz önüne alındığında, Çevre Koruma Ajansının (EPA) iç hava kirliliğini halk sağlığı açısından en büyük 5 çevresel riskten biri olarak göstermesi şaşırtıcı değildir. Tabii ki, evinizin dışında da bir kirlilik var ve sürekli olarak nefes alırken toksinler vücudunuzda kolayca birikebilir.

Onları yiyoruz ve içiyoruz: Geleneksel bir beslenme düzeninde, pestisitle işlenmiş ürünler ve yapay büyüme hormonları ve antibiyotikler verilen hayvanlarla dolu. Ulusal Araştırma Konseyi, özellikle çocuklarda, pestisitlerin beslenmeyle alınmasının, pestisitlerin maruz kalmasının en fazla nedeni olduğunu iddia ediyor.

Vücudunuzun yarısından fazlası sudan oluştuğundan, suyunuzun kalitesi doğrudan sağlığınıza bağlıdır. Ağır metaller, plastikten gelen kimyasallar ve diğer kirleticiler, vücudunuza içme suyundan veya banyo yaparken cildinizden girebilir. Çevresel Çalışma Grubu (EWG) 3 yıllık bir çalışmada, ABD'deki nüfusun% 85'inin çoğu tamamen düzenlenmemiş olan yaklaşık 316 kirletici ile su tükettiğini keşfetti.

Onları cildimizden emeriz: Cildiniz en büyük organınız ve dış dünyaya karşı ana bariyerinizdir. Yararlıdan kötüye kadar değişen maddeler cildinizle temas eder ve kan dolaşımınıza emilebilir. Sabun, makyaj, losyonlar ve temizlik ürünlerindeki kimyasalları ve hatta sudaki ağır metalleri ve kirleticileri içerir.

Ortalama bir kişi, her biri 125 farklı içerik içeren, günde 10-15 kişisel bakım ürünü kullanıyor ve bu kimyasalların birçoğunun FDA tarafından az veya hiç güvenlik testi olmadan kullanılması onaylandı.

Geleneksel olarak yetişen ürünleri yediğinizde pestisitlere veya az miktarda maruz kalmaya - diş dolgularınızdaki cıvalara biraz maruz kalmak gibi görünebilir. Ancak her maruz kalma vücudunuzun toksik yüküne katkıda bulunur. Vücudunuzu bir fincan gibi düşünün ve su damlaları gibi toksinler: eğer fincanınız zaten doluysa; sızdıran bir bağırsak, zayıf bir beslenme düzeni, enfeksiyonlar ve stres varsa, bu küçük, kümülatif toksik maruziyetler bu kabın taşmasına neden olur. Sonucunda da otoimmün hastalıklara karşı sürüklenmiş oluyorsunuz...