Hava Durumu

Devlet ve yurt üzerine

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.12.2019 07:30

Bu başlığı okuyanların epey çoğu tabii ki yurt yani, vatan diye ses yükselttiğini duyuyorum. Üzgünüm ama aynı fikirde değilim, devletin topraktan daha mühim daha hassas davranılıp nazik yaklaşımda bulunulması gereken bir yapı olduğunu düşünüyorum. Aslında ilk bakışta ikisi de birbirinin tamamlayıcısı, birinin varlığı diğerinin vücut bulmasına zemin hazırlıyormuş gibi gözükse de bence öyle değil.

Devlet benim için, sevgi sıralamam ve önem açısından bir adım öndedir. Yukarıda dediğimiz gibi görünürde birinin varlığı diğerine bağlıysa da toprak devlete daha bağımlı gibi duruyor. Şöyle düşünelim, hangisinin yokluğu diğerini menfi olarak hemen etkiler? Yani hangisi etken hangisi edilgendir? Üzerinde devlet organizasyonu olmayan coğrafyaları; Suriye'yi, Doğu Türkistan'ı düşünün burada insanların bir toprakları var ama özgürce ve güvende yaşayabiliyorlar mı? 13.yüzyılda devletimizin zayıf düşmesi sonucu Moğol istilasında yıllarca kendi öz yurdumuzda parya olarak yaşamadık mı?

O zaman akla şu soru geliyor; peki ya toprak olmazsa devlet nasıl olacak? Tabii ki devletin tam teşekküllü var olması için bir kara parçasına ve insanlara ihtiyaç var, bu doğru ama eğer devletin varoluş iradesi ataktaysa, sarsılmamışsa o irade illa kendine bir yaşam alanı soyut varlığının somutlaştıracak bir hakimiyet alanı bulur. 1071'de Anadolu'ya gelip bize burayı yurt yapan bilinç ve kutsi değer o değil miydi? O yılların birikimi, en iyi yaptığımız şey devlet kurma, yönetme ülküsü, sevda ve becerisi taşıyan genlerimiz tahrip olursa ne elimizdeki toprağı koruruz ne de o toprakta bağımsızlığımızı sağlayan devlet olur.

Bu meseleye giriş sebebimiz tabii ki sadece bizim için kutsi değer taşıyan iki önemli varlığımızın sevgi ve önem sırasını tespit etmek değildi.

Buraya kadar ki süreci amaca giden araç olarak kabul edelim. Asıl vurgulamak istediğimiz milletimizin devlete bakış açısında onu doğru perspektif ve düzlemde konumlandırmak.

Sokaktan, çevremden, sosyal medyadan, yazılı ve görsel basından gözlemlediğim kadarıyla, kendini mütedeyyin vatansever,ulusalcı vatansever gelenekçi,milliyetçi veya sol gelenekten gelip kendini vatansever diye ifade eden siyasi skalanın farklı dilim ve renklerine mensup milletimizin fertleri münferit veya kolektif biçimde en ufak bir beklentinin eksik karşılığı olunca veya kamusal hizmet eksikliğinde hemen devlete sitem ve saldırıda bulunuyorlar.

Hükümete, devleti yöneten siyasi erklere veya yönetim bileşeni olan gönül verdiğimiz siyasi oluşuma kızınca hedefimize hemen devleti koyuyoruz. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil!

Devletin yıllarca üvey evlat yerine koyduğu siyasi cenaha mensup biri olarak devlete hiç gönül koymadım. Yönetenlerin eksikliğini devlete mal etmedim. Daha somut bir örnekle desteklersek başörtüsü yüzünden çok uzak olmayan bir dönemde eşim memuriyetten istifa etmek zorunda kaldı. Ama biz gene devlete yüz çevirmedik. Bir kez yüz çevirip küsmeye başladın mı oksitlemeye müsait duygularımızın yansımaları devletin hastalıklı hal almasına sebep olur, tıpkı mikrobun vücut direnci zayıfken bedeni esir alması gibi.

Bu halin sonucunda zaten yıkmak için kuyruğa girmiş zevat yüklenmeye başlar. Sonrası mı?
Hep hayalini kurduğumuz Turan yurdunu bize bedelsiz bahşetseler bırakın orayı altımızdaki Anadolu'nun bile bir çakıl taşı elimizde kalmaz.
O halde ne yapıyoruz beklentilerimiz ve çıkarlarımız biraz zarar görünce devlete yürümüyoruz. Tepkilerimizi ve hakkımızı dozunda devlete zarar vermeyecek yöntemlerle arıyoruz. Eğer devlete olur olmaz yürürseniz bir gün arkanızda sizi de devleti de, uğruna binlerce can verdiğimiz ve de vereceğimiz bu vatanı da ezip geçecek zevatın yollarındaki dikenleri, çakıl taşlarını temizlemiş olursunuz. Yukarıda bahsi geçen irade de bu süreçte şifa bulmaz ağır yaralar alır. Bu kez elinizde eski bir valiz, yırtık bir battaniyeyle peşinizde bebeleriniz olmak üzere düştüğümüz yollarda ve çevremizdeki deniz sularında cesetlerimizi birileri toplar ya da bir dilim ekmek için avuç açan mülteci kamplarında kendimizi buluruz. TAMAM ANLAŞILDI MI!!

 
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.