Hava Durumu

Ahlak

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2019 07:30

Eski Yunan'dan yakın geçmişe kadar insanı diğer canlılardan ayıran özellikler filozoflar tarafından tartışılırken ezici çoğunluk ayırt edici özelliğin akıl olduğunu söylüyorlardı.

17. yy Fransız düşünürü Montesquieu 'nun başını çektiği cılız bir akım aklın yeterince diğer canlılara üstünlük kuramayacağını insanı asıl değerli kılan özelliğin vicdan olduğunu savundular. Ben bu iki düşüncenin de tek başına yeterli olmayacağını tez olarak ortaya atarken akılla vicdanın birleşmesinin insanı, evrendeki diğer hayat sahiplerinin bir adım önüne koyacağı kanaatindeyim.

 Bu düşüncenin oluşumunda 18-19 yy. Alman filozofu Hegel'in tez, antitez, sentez, diyalektiği  ve Hüccetül İslam, İmam Gazali'nin 'Dünya zıtlıklar ülkesidir, zıddını inkar eden kendini  inkar eder'  savının izdüşüm etkisi inkar edilemez.
Oysa bu yazıyı kaleme alırken yukarıda savunduğum akıl ve vicdan ikilisinin dengede durmasını sağlamlaştıracak sacayağının ahlak olduğunu düşünmekteyim. Hatta bazen ikisinden de önemli görevleri olduğu ve pozitif sonuçlara etken olacağının yadsınamaz bir gerçeklik olduğu kanaatindeyim.
  Yukarıdaki savunduklarımızı bir örnek üzerinden açıklayıp temellendirecek olursak güncel ve güncelliğini sürekli koruyacak ekonomik olay ve olguların üzerindeki olması gereken ahlak etkisini ortaya koymaya çalışalım.
18. yy filozoflarından Adam Smith'in güçlü savunuculuğunu yaptığı arz talep yasasının piyasa işleyişindeki özet durumunu incelersek karşımıza çıkan tablo  aynen  şöyledir; üretilip  piyasaya  sürülen bir malın miktarı ne kadar artarsa fiyatının düşmesi talebin artması da  doğal sonuçtur. Tersinde ise piyasaya sürülen mal miktarında azalma olursa dolayısıyla fiyatlarda yükselme yaşanır. Şimdi tam da burada insanı insan yapan bileşenlerin belki de en önemli parçası devreye giriyor. Düşünün mal üretim girdilerinde ciddi bir yükseliş olmadığı, sırf az sermeye az emek, az üretimle çok para kazanma hırsı yüzünden zorunlu ihtiyaç ürünlerinin fiyatları yükselse (Ülkemizdeki patates, soğan fiyatları gibi...) bu fiyatların normal dengeye kavuşması için tıpkı Smiht'in dediği gibi'' akıl daha çok üretim yapılmasını önerir. Oysa bu vahşi bir sistem ve yaklaşımdır.
Ahlak daha az emek ve az sermaye ile daha çok para kazanmayı kendine konu edinince,  Smith'in serbest piyasa tezini çürütür ve reddeder.
 Yani, piyasada mal arzı az olsa da üretici veya satıcının koyacağı karın fazlalaşmasını 'ahlaksızlık'  olarak nitelendirir ve kendinden öteler. Demek ki mutlu üreticiler ve mutlu tüketiciler olabilmemiz  adına en nihayetinde  insan olabilmemiz için akıl ve vicdanın yanında bunlara jandarmalık yapacak  ahlaka da ihtiyacımız  var.

Akıl+ Vicdan = İNSAN

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.