Yeter artık, "Camiye" kokan çorapla, çıplak ayakla girmeyin

Yaratıcımız bizleri, "aklınızı neden çalıştırmıyorsunuz, siz hiç düşünmez misiniz,  hâlâ neden akıl etmiyorsunuz?" diye uyarıyor.

Mesela Allah Enbiya suresi vasıtasıyla bizimle konuşurken, "And olsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir Kitap indirdik. Hâlâ akıllanmaz mısınız?" diyor.

Ama gelin görün ki, hali hazırdaki etkilisi, yetkilisi, amiri, memuru, evindeki, sokaktaki vatandaşımız bu söylenenlerden ciddi anlamda kazanım elde etmek için çaba sarf etmiyor!

Tek tük de olsa etliye, sütlüye dokunan kimseler, içtimai hayatta bize çok ama çok lazım olacak meseleleri dert edinip anlatıyor, didiniyor.

HâlâAllah'ın evine tımarhanede giydiği, tamirhanede çalıştığı yağlı, paslı elbiselerle gelenler, çıplak ayakla yüzümüzü, anlımızı sürdüğümüz halılara hoyratça basanların şuursuzluğu, umursamaz ve vurdumduymazlıkların yanında...

Görev yaptıkları camilerde, üzerlerinde kocaman bir şal gibi dolaşan sorumluluk bilinciyle hareket ederek bıkmadan, usanmadan hatırlatmaktan kaçınan Diyanetin bazı memurlarından dolayı sıkıntıların bir türlü ortadan kalkmadığını da itiraf etme zorundayız.

***

Neyse ki akıl eden, hem de ücra bir köşede,Büyükorhan'ın Orhan-ı Kebir Camii'nde görev yapan imam-hatip Şaban Katmış, müezzin-kayyım Ahmet Kalın, camiye kokan çorapla, ıslak ve çıplak ayakla girilmesin diye askıda çorap uygulamasını başlatmışlar.

Bu iki arkadaşımıza, kardeşimize önce etliye, sütlüye dokundukları, cemaate, "hop bir dakika, burası Allah'ın evi, milletvekilinin, başbakanın, valinin, kaymakamın, belediye başkanının odasına nasıl güzel, ütülü, hatta yeni satın aldığın elbiseyle, ayakkabıyla giriyorsan, mescide de yeni çorapla gireceksin" demeyi akıl ettikleri için şapka çıkarıyoruz, teşekkür ediyoruz.

Gerçi bir aralar böyle bir uygulamaya gidilmiş; sonrasında ise malumunuz üzere ısrarla üzerinde durulmadığından dolayı olsa gerek tekrar unutuldu.

O yüzden bu uygulamanın tekrar ve bir an önce Bursa'da bir eyleme dönüşmesi gerektiğini düşünen bir fani olarak, Bursa Müftüsü İzani Turan'ı, ilçe müftülerini bir kez daha hayra davet ediyoruz.

***

Ve diyoruz ki...

Ne olur çıplak ayakla, iş elbisesiyle, soğan kokan önlüğü, yırtık pırtık giysileriyle camiye kimse girmesin, kendilerine çeki düzen verip destur çeksinler.

Ve denilsin ki...

Ey muhterem cemaat!

Ayaklarınızdaki mikroplardan, mantarlardan dolayı, mescide tertemiz şekilde gelen kardeşlerimizin yüzünde, gözünde kalıcı hasar oluşmasındaki vebali ne biz, nede siz ödeyemezsiniz. Sizlerin sorumsuz davranışlarından dolayı kardeşlerimiz camiden, ibadethanelerden yaka silkmesin!

Bu eylem için personeliniz, Allah'ın evine vakit namazından "beş dakika" önce gelmesi, cemaate bir şeyler anlatması yeterli.

Bilesiniz ki bu eylemi, bizden ve sizden Rabbimiz istiyor.

"Kullar, kullarıma zulüm edemez" diyor.

"24 saat boyunca yaptıklarınızdan ve yapmadıklarınızdan dolayı hesaba çekileceksiniz" diyor.

Mesela kendinize bir sorun, fazla değil 30 saniye tefekkür edin.

Sıkıyorsa, iş görüşmesine tıraş olmadan, iş elbisesiyle, kokan çorapla gidin! İsterseniz bir deneyin, bakın olacak iş nasıl bozuluveriyor!

Veya şöyle düşünün, evinize haber vererek başbakan gelecek. Ne yaparsınız karşısına pijama ile mi çıkarsınız?

Veya kokan çorapla, çıplak ayakla mı?

Yemin ediyorum denemeyi bile düşünmezsiniz,

Yoksa yanılıyor muyum?

O zaman eyleme devam hocam!

***

MAHALLE KÜLTÜRÜ İÇİN ÇÖP TOPLAYIN

Şehrimiz daha temiz olması için, yere çöp atanların başını yere eğmek için, mahalle muhtarları, günün belirli saatinde, mahalleliyle, sokaklarda çöp toplamasını öneriyoruz.

Bunu, Bursa için yapmalarını tavsiye ediyoruz.

Piknik alanlarına, parklara daha saygılı olmak için istiyoruz.

İnanın...

Böyle bir adımın kentlilik bilincini artıracağına emin olabilirsiniz.

İnanın, böyle bir eylem...

Kaybolan mahalle kültürüne ışık yakacak, kaynaşmamıza vesile olacaktır.

***

Büyük seçime 18 gün kaldı.

***

BİR SÖZ

Didinişimizin tek sebebi ve nedeni, Bursa'nın ekonomik anlamda daha çok büyümesidir.

Özer Matlı