Hava Durumu

Mehmet Fidan ve memur siyaset yapamaz!

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2019 07:00

Malum seçim üzereyiz.

Sokakta sıradan bir vatandaşa soru yönelttiğimizde, sorunun muhatabı tesadüf eseri bir memursa, 'kusura bakmayın ben cevap veremem, devlet memuruyum' yanıtıyla karşılaşıyoruz.

Şimdi sıkı durun.

Size geçenlerde AK Parti Bursa Teşkilatı'nın Millet Mahallesi'ndeki seçim bürosu açılışında yaşanan hadiseden bahsetmek istiyorum.

Anayasa'nın 657 Sayılı Kanunu'nun 125. Maddesi'ne göre, 'devlet memurları siyaset yapamaz!'

Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık başlığı ile sunulan, bu çerçevede siyaset yasağına ilişkin olarak 657'de yer alan hükümler şu şekildedir:  Madde 7 - Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar."

Ancak gelin görün ki, Şevket Yılmaz Hastanesi Destek Hizmetleri Müdürü Mehmet Fidan, yukarıda işaret ettiğimiz Millet Mahallesi seçim ofisi açılışında mikrofonu eline alıyor, açılışa gelen misafirlerin tanıtımını yapıyor.

Yetmiyor, hızını alamayarak beka meselesine giriyor.

İş biraz uzayıp, vekillere, adaylara konuşmaya vakit kalmayacağı anlaşılınca, Hakan Çavuşoğlu, 'Kim bu adam, benin yerime o konuştu' diyerek tepki gösteriyor.

Görevliler kürsüye gelip, tribünlere oynama niyeti her halinden belli olan devlet memuru Fidan'ı uyarıyor.

Fidan, konuşmada ısrarlı!

Bu sefer bir uyarı daha yapılıyor: "Çavuşoğlu konuşacak, bırak mikrofonu!"

Malum vatandaş, kürsüden böylelikle iniyor.

Seçim bürosunun açılışından bir gün önce, hastanede vatandaşın derdiyle dertlenmesi gereken Fidan, yakın çevresine, 'Hakan Çavuşoğlu bana talimat verdi, açılış anonsunu ben yapacağım' diye üfürüyor!

Bir gün sonra da malum mevzuyu gerçekleştiriyor.

Ancak, Çavuşoğlu'nun Fidan'a, "Sen seçim bürosu açılışında anons yaparsın" demediğini de belirtelim.

Görevi, hastanede eksik gedik ne varsa halletmek olan, personelin çalışma azmini arttıracak projeler üretmesi için o koltuğa oturtulan (! )Fidan, seçim sahtı mahallinde, seçim büroları açılışlarında boy göstermekten, sosyal medya hesabından fanatiklik yapmaktan çekinmiyor!

Tabi önemli değil, hastanın serumu, ilacı bittiğinde, ne hali varsa görsün. Ya da hastane görevlileri Fidan'dan ilaç alımı için imza almaları gerektiğinde seçim bürolarına, teşkilatların programlarına gelsinler!

Şimdi anlaşılıyor,

24 Haziran'da Bursa milletvekili aday adayı olan Fidan'ın listeye giremeyince, görev yaptığı hastaneye dönememesi gerekirken, aynı kurumdaki görevine nasıl döndüğü!

Demek ki liyakat önemli değil.

Demek ki Çavuşoğlu'nun yanında gezen, kim olursa olsun meclis üyesi falan olabiliyor!

Neden mi? 

Veri personeli olan Fidan, hiçbir özelliği olmamasına rağmen böyle görevlerde bulunuyor, açılışlarda çığırtkanlık yapabiliyor! Bu işlere meraklıysa istifa et, hatta profesyonel siyaset yapmaya başla, yetmedi, PR ajansı kur, oda kurtarmaz dersen, Kırkpınar'da da boy gösterebilirsin.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, istediği kadar liyakat diyerek avazı çıktığı kadar haykırsın... Bazıları takmıyor, duymuyor nasıl olsa!

Sahi bu arada, aynı Mehmet Fidan'ın 28 Şubat sürecinde Bursa'da hakkını arayan İmam Hatiplilere kan kusturan, coplatan, "yerlerde sürükleyin onları" talimatı veren Vali Orhan Taşanlar'ın o dönemde yanından ayrılmayan kardeşlerinden birisi olduğunu da ifade edelim!

***

Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına...

Bu faniye, devletin hastanesinde memur olarak çalıştığı halde neden böyle bir şey yapmasına müsaade ediliyor?

Tüm gününü, yani mesaisini Şevket Yılmaz Hastanesi'ne daha iyi hizmet vermesi için harcaması gereken bir kişinin siyasetle meşgul olması, kabul edilir bir şey değil!

Siyasetle, böyle işlerle meşgul olmak isterse kendi tercihi ama o zaman resmi, devlete ait bir işyerinde çalışmasın!

Bu adamın böyle davranmasına kim müsaade ediyor?

Veya neden ediyor?

Liyakatin çöp tenekesine nasıl atıldığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Onun, bunun adamı olunca, hak edilmediği halde, acayip koltuklara kimlerin oturtulduğu...

Ve...

Orhan Taşanlar'ın yanında gezenlerin, şimdi nerelerde arz-ı endam edip, tribünlere oynadığı!

Velhasıl kelam...

Asıl, bu görevlere getirilmesi gerekenler, kimseye yalakalık yapmadıkları için maalesef kenarda köşedeler.

Bu da böyle biline...

***

NEREDE BU 'BİR' GENÇLİK?

Çok acayip bir süreçten geçiyoruz.

Şair Necip Fazıl Kısakürek, şiirlerinde gençliğe dikkat çekti, istikamet gösterdi. Gelin görün ki, istikametini şaşıran bir gençlikle karşı karşıyayız!

Gençler, öğrenciler, ders çalışması, zamanlarını farklı şekilde değerlendirmesi gerekirken, maddi kaygılardan dolayı İddia bayilerinin önünde kuyruklar oluşturduklarına şahit oluyoruz.

Manzara çok kötü, durum vahim.

Mesela, iddia oynayan Türk gençleri Norveç ikinci liginde oynayan takımları ezbere biliyorlar ama Norveç hangi kıtada diye sorsanız, haberleri yok. Ben sadece bir ülkeden örnek verdim, bunu genişletebiliriz.

Gelinen noktada insani olarak patinaj yapıyoruz.

Umarım yıllardır 'Tanrı Türk'ü korusun' veya 'Bursa ovası mücahitler yuvası' diye slogan atanlar, bu işin sadece sloganla olmadığını anlamışlardır.

***

BİR SÖZ

Allah'ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer? Bunun mutlaka bir veya bir çok sebebi vardır.

SEZAİ KARAKOÇ

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.