İnsanlığımızı kaybediyoruz, haberiniz ola!

Koca koca adamlar, gençler konuşmaya başladığında, eğitim, kültür ve medeniyet edebiyatı yapmayı çok iyi beceriyorlar!

Gel gelelim aynı zevat, o ortamdan ayrıldığında kendilerine enjekte edilen zehrin tesiriyle, yere çöp atıyor, bahçe duvarı yapmak için ağaçları kesiyor, toplu taşıma araçlarında yaşlıya, beli iki büklüm olmuş insanlara yer vermiyorlar.

Cuma hutbesinde cemaate, ara sıra insani kodlardan bahseden bazı imam hatipler, her nedense kapılarının önünde ağaç kesenlere karşı ölü taklidi yapıyor, mahallesinde yaşanan rezaletlere karşı duyarsızlaşıyorlar!

Bazıları ise trafikte kural ihlalinden dolayı uyarıldıklarında kadındır, hamiledir, çocuktur dinlemeden arabanın üzerinde şebek gibi hoplayıp, zıplıyor, aciz insanları tekmeliyor.

***

Trafik deyince hakikaten ülkemiz tımarhaneye dönmüş durumda!

Her Allah'ın günü yumruklu, taşlı- sopalı, levyeli, çekiçli kavgalar duyuyor, şahit oluyoruz.

Son olay İstanbul Pendik'te yaşandı. Seyir halindeki araçta kural ihlali yapan adamı uyaran sürücünün yanındaki hamile kadın,  az kalsın çocuğunu düşürüyordu.

Bu utanç sosyal medyada yer alınca, saldırganlar gözaltına alındı.

Polis merkezine getirilenlerden birinin elini, sanki çok doğru bir iş yapmış gibi hoş geldin diyerek sıkan polis memuru, hakikaten ne hale geldiğimizin açık delili.

Gerçi bu utanç görüntülerine yabancı değiliz, yıllar önce Hrant Dink'in katiliyle poz veren ödüllük jandarmaları da biliyoruz biz!

***

Neyse ki hamile kadına tekmeler savuran, arabasının üzerinde zıplayan adamın elini sıkan polis memuruna ödül verilmedi, 'aferin sen çok iyi bir iş çıkardın' denmedi; açığa alındı. Magandalar ise kamuoyunun baskısı sonucunda tutuklandı.

Başı, ortası, sonu, sonrasının belli olduğu, her saniye, dakika başka başka utançlara şahit olan ülkemiz, bir gün gelir de tekrar insani kodlarına döner inşallah!

Yoksa topluca çıldırıyor, zehirlenmeye devam ediyoruz haberiniz olsun!

***

AYNI TAS, AYNI HAMAM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devletin her kademesindeki görevlilere, kurum ve kuruluşlardaki memurlara, kendi partisinde siyaset yapanlara, kibirden uzaklaşın, mütevazi olun uyarılarında bulunuyor.

Hatırlayacaksınız 31 Mart Seçimi'nde AK Parti'nin sloganı, 'Gönül Belediyeciliği'ydi.

Vatandaşın gönlü kırıldığı için, vaat edilenler yapılmadığından dolayı böyle bir slogan icat edilmişti.

Gelin görün ki birçok kurumda görev yapanlar, vatandaşın şikâyetlerine, şikâyetle karşılık vermeyi marifet sayıyorlar.

Oysa yaşanan arızayı, çarpıklığı, adam kayırıcılığı yetkililere bildirmek devlet mekanizmasının çarklarının doğru işlemesi anlamına geliyor.

Buna rağmen...

Haberini yaptığım, sorunlarını dile getirdiğim insanları; bazı işgüzarların ve kendisini bir şey sanan memurların arayarak baskı oluşturmaları, utanç verici olsa gerek.

Kısacası...

Bizim mahallede işler bildiğiniz gibi devam ediyor.

***

BİR SÖZ

Uğruna savaştığınız değerleri ihmal ederek, zafer kazanmanın hiçbir anlamı yoktur.

Hz. Ali