Hava Durumu

İmam Mehmet Yiğit'e şapka çıkarıyoruz

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2019 07:00

Camiler Peygamber makamı, Allah'ın evi yani mekânı.

Buralardaki Diyanet görevlileri için imam hatip ve müezzin kayyumların sorumluluk alanları ibadethaneyle sınırlı olmadığını, herkesin derdiyle dertlenen, kısacası uyanış ve silkiniş hareketinin liderleri olduklarına dikkat çekiyoruz.

Görevlerinin şuurunda olmayanlara eleştirilerde, önerilerde bulunuyoruz.

Öğretilmiş çaresizlik içinde bırakılanların, cami görevlileri sayesinde, karanlıktan kurtulup, aydınlığa ulaşacaklarını haykırıyoruz.

Mescitler, firavunların uykusunu kaçıran yerler olduğunu biliyoruz.

Çevremizdeki sokaklarımız ve mahallelerimiz arzu ettiğimiz heyecandan, duyarlılıktan mahrumsa bunun sorumluları arasında Diyanet görevlilerinin de olduğunu açıkça ifade ediyoruz.

Geçen akşam Hamitler Mahallesi'nde bulunan, Hacı İbrahim Bostancı Cami'nde görev yapan İmam Mehmet Yiğit'le, ibadethanenin alt katındaki çay ocağında tanışmak nasip oldu.

Uyuşukluktan, mıymıntılıktan kendisini kurtarmış, "ben Bursa'ya nasıl faydalı olurumun" telaşı içinde bir imamı tanımış olduk.

"Ezan okunduktan sonra camiye gelirim, namazı kıldırır, bakarım işime" demeyen bir imamdan bahsediyoruz.

Sanayi şehri Bursa'da bulunan organize sanayi bölgelerindeki fabrikaların, cuma günleri Cuma Namazı kılmak isteyen personeli, servisler aracılığı ile camilere taşımak zorunda kaldığını herkes biliyor.

İmam Mehmet Yiğit, çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla şapka çıkarılacak bir fikir ortaya atmış.

Yiğit fikrini, projesinin altını ise şu sözlerle dolduruyor:

"Fabrikalar, işçilerini camilere servisle taşıyacaklarına, biz onların ayağına gidelim. Binlerce kişi ibadethaneye geleceğine, bir kişi binlerce kişinin yanına gitsin, namaz kıldırsın. Bu şekilde araçların trafiğe çıkmaması sağlanarak çevre kirliliğinin ve trafik sıkışıklığının önüne bir nebze olsun geçilir. Aynı zamanda iş kaybıyla birlikte ekonomik zarar da önlenir. Dolayısıyla oluşması muhtemel suiistimallerin de önüne set çekmiş oluruz."

***

İnanın heyecan verici ve şapka çıkarılacak bir proje.

Genç imam Mehmet Yiğit'in bu önerisinin acilen dikkate alınması lazım.

Çevre kirliliğiyle ilgili kampanyaların zirve yaptığı bir süreçte, bir Diyanet görevlisi, etliye, sütlüye dokunan, iş kaybını, can kaybını, ekonomik zararı da içine alan 'binler gelmesin bir kişi gitsin' önerisi dikkate alınmalı.

Vali Yakup Canbolat, Yiğit imamın arkasında vakit namazı kılıp, kendisini dinlemeli.

Müftü İzani Turan da bu öneriye ciddi, ciddi kafa yormalı.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay da, Bursalı iş insanlarına ekonomik katkı sağlayacak, çevreye duyarlı bu projeyle ilgili bir adım atmalı.

İşte özlenen, istenen bir din adamı profili, Hz. Peygamber'in arzu ettiği bir ümmet adımı.

İmam Hatip Mehmet Yiğit'in amacı ülkesine ve görev yaptığı sanayi ve turizm kenti Bursa'ya hizmet etmek. Yiğit İmam, Şehreküstü Cami'nde görev yapan Lütfü Taşçı gibi "ben kendimi Ulu Cami'ye imam hatip olarak nasıl tayin ettiririm" diye düşünmüyor.

Asil ve asıl olan da bu zaten.

Zaten asıl 'Yiğit' Hakka hizmet şuuruyla, halka hizmet etmektir.

Öyle değil mi Kamil!

***

BİR SÖZ

Kiminle güldüğünü unutabilirsin ama kiminle ağladığını asla unutmazsın.

Milan Kundera

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.