Hava Durumu

Hakan Çavuşoğlu 'çadır' tiyatrosuna son vermeli!

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2018 07:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2018 07:33

Ev, dükkân, iş hanı, kat, yat, hamam hatta otomobil bile kiraya veriyorum derken, kiracı adaylarının neredeyse yedi ceddi araştırılıyor.

Bir sürü şart isteniyor.

Kiranın bir sene, bilemediniz 6 ay peşinatı talep ediliyor.

Taliplinin kaşına, gözüne bile bakılıyor, hal hareketleri anlık takip altına alınıyor.

Ama iş devletin malını kiralamaya geldiğinde, bazı devlet memurlarının aidiyet duygusuyla hareket etmediklerine üzülerek şahit oluyoruz.

Kentin estetiğini dikkate almayan Ankara merkezli bazı kafalar, Bursa'daki belediyeleri içinden çıkamayacakları vebale sokuyorlar.

Adamın biri çıkıyor, Nilüfer'in göbeğinde kiraların tavan yaptığı bir noktadaki araziyi Milli Emlak'tan kiralayarak çadır kuruyor.

Çadır aylarca burada kurulu vaziyette dururken, bir bakıyorsunuz pankartta Doğu Güneydoğu Kültür ve Yöresel Lezzet Günleri yazıyor... Kısa süre sonra da o pankart iniyor başka bir ilin pankartı asılıyor.

Şimdi de Kastamonu Günleri pankartıyla bu acayiplik ve saçmalık devam ediyor.

***

Kim bu çadırı buraya kuruyor derseniz, Tiftik Organizasyon.

Bu gücü nereden buluyor İsmail Tiftik diye aklımızı kurcalıyoruz.

 İşin içinde sadece algı var. Bunun yanında, "Ben de bir zamanlar AK Parti İl yöneticisiydim" far farası!

Nasıl mı?

Belediye başkanları, milletvekilleri, hatta ekmek arası soğuk hamsi ikram edilen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile çekilmiş fotoğraflar ve bu da çadırın kurulabilmesini sağlıyor!

Ne kadar ilginç değil mi?

Ardında, git Milli Emlak'taki vatandaşlara ben burasını kiralıyorum de, nasıl olsa sen kimsin diyen çıkmayınca, esnafı, ticaret erbabını zarar ettiren, Bursa'ya vizyon kaybettiren çadır tiyatrosu şak diye kuruluyor!

"FSM Bulvarı'nda arsam var, ben istediğime kiraya veririm" diyen Milli Emlak'taki faniler...

Sizler, babanızın arsasını kiraya verir gibi davranamazsınız! Suç işlediğinizin, insanların sağlığıyla oynayanlara alet olduğunuzun farkında mısınız?

Bursa'ya patinaj yaptırdığınızı hiç mi düşünmüyorsunuz?

Sizler hâlâ o eski Türkiye kafasında hareket ediyorsanız; kusura bakmayın duvara toslamak üzeresiniz!

Sizi Bursa esnafıyla alay etmeye kim zorluyor?

Bu arsayı Tiftik Organizasyona kiraya verirken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?

Bakın size çok çarpıcı bir örnek vereyim...

Yer Kayseri.

Birileri bu şehirde sadece kültürel faaliyet yapacağız, asla gıda ürünü satmayacağız diyerek kentin en önemli fuar alanını kiralıyor.

Ancak işi işportaya döküp; sağlıksız, kalitesiz, sahte gıda ürünleri satmaya başladıklarında Kayseri Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Sağlık Bakanlığı yetkileri yaptıkları baskında, açıkta gıda satanlara hayatlarında unutamayacakları cezaları kesip, bu kepazeliğe son veriyorlar.

***

Buradan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'na sesleniyorum.

Bakan Bey, hatırlarsanız FSM'de halen kurulu olan çadıra, Karadeniz Günleri etkinliği için katılmıştınız. Size soğumuş ekmek arası hamsi verdiklerinde yiyememiştiniz.

Şimdi.

Bursa'mızın en prestijli ilçesi olan Nilüfer'de esnaf ekonomik sıkıntı çekmesine rağmen...

İstihdam meydana getirirken, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödemek için türlü çareler arayıp, "Elemanlarımızın SGK primleri aksamasın" diye faize bulaşırken...

Siz Bursa'nın vekili ve Başbakan Yardımcısı olarak, tozun toprağın içinde kurulan çadırda vizyonsuzluğun zirve yaptığı bir yere gelirken, "Ben nereye geldim?" demediniz.

Kıymetli Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, artık Bursalılar adına bir kez daha düşünüp, bu kepazeliğe son veren bir adım atın.

İki dakika tefekkür edin ve aklınıza Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sözünü getirin lütfen:

"Millete hizmet edemeyen 657 tabi kişiler işini yapamıyorsa istifa etsinler."

En yakın ve çarpıcı örnek,  metal yorgunluğuna uğrayan belediye başkanları.

Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır.

Başka söze hacet yok!

Bu şehrin çocukları ve Bursalılar kimsenin oyuncağı değildir.

Lütfen, sizin ve partinizin milletvekillerinin ve belediye başkanlarının iyi niyetini suiistimal edenlerin defterini dürün.

Biz de sizi alkışlayalım...

Şapka çıkaralım...

***

HAYVANINIZI DEĞİL, HAYVANLARI SEVİN

Evinizin, apartmanınızın, sitenizin bahçesinin dışında havlayan bir köpekten, miyav diye mırıldanan bir kediden rahatsız olanlarla zaman zaman tartışıyorum. Diyorlar ki, bizde hayvanları seviyoruz.

Hadi oradan, siz sadece kendi hayvanınızı seviyorsunuz.

Bende diyorum ki bütün hayvanları sevin.

Merhamet böyle başlar, mutluluğun kapısını bu adımlar aralar.

Havlayan köpeklere, miyavlayan kedilere çatık kaşla bakmayın, pencerenize konan güvercini ürkütmeyin.

Bırakın ibadet ederken yanınızda dursun kediler.

Deneyin...

Yemin ederim, mutlu olacaksınız.

***

BİR SÖZ

Endüstri 4.0 ile birlikte ekonomiden sosyal düzene kadar bir değişim sürecine girdik.

Yusuf Ulcay

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.