Hava Durumu

Cenazede fotoğraf çektiren 'zehirlenmişler'

Yazının Giriş Tarihi: 11.09.2018 06:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.09.2018 06:19

Kiminle konuşsam, tartışsam, gündeme getirmiş olsam, herkes rahatsız olduğunu söylüyor, "ne oluyor bu topluma böyle" diyen yakınmalara, kahırlara şahit oluyorum.

Hatırlayanlarınız vardır mutlaka.

Bursalı sanatçı Harun Kolçak'ın vefatının ardından Gemlik'te kılınan cenaze namazından önce bazı aklı kaçıklar, tabutun başında selfi ve fotoğraf çektirmek için bir birleriyle yarışmışlardı.

O utanç ve sefil görüntüleri izleyen insanlığını kaybetmemiş bir akademisyenin söyledikleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor: "Toprak ayağımızın altından kayıyor, hızla çürüyoruz."

İnanılır gibi değil.

Bazıları arkadaşının, dostunun veya üst düzey bir yetkilinin yakının cenazesine geldiğinde, safta dururken fotoğraf çektirip sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.

Kimileri işi öyle abartıyor ki, cenazeye geldiklerinin farkında olmadan sırıtan pozlar vererek, paylaşımlar yapıyor.

Geçen hafta Vali İzzetin Küçük, yengesini ahirete yolcu etti.

Cenazeye katılan bazı kişiler, cenaze namazı için en ön safta dururken fotoğraf çektirip, paylaştılar.

Aynı safın diğer ucunda yan yana duran Vali Küçük ve Emniyet Müdürü Osman Ak, cep telefonu ile çekim yapan şahsı son anda fark edince, cenazenin uhrevi havasını bozmamak için müdahale etmediler.

Ama...

Emniyet Müdürü Ak'ın; yapılanın çok ayıp ve kabul edilemez olduğunu, o anki surat ifadesi ve bakışları ile belli etmesi hâlâ gözümün önünde.

Artık birileri ve bireyler, aklını kaçırmamışlar, dik durabilenler olarak bu gibi çirkinliklere dur demek gerekiyor.

Cenazelerde kendi fotoğraflarını çekmek isteyenlere engel olmak...

"Burası düğün, dernek evi değil" demek...

Cenazenin bulunduğu yerin; acının, matemin otağı olduğunu hatırlatmak...

"Hop durun bakalım, burası sizin artistik yapacağınız, tribünlere oynayacağınız sokak değil" diyecek yüreğe sahip olmak lazım, Kazım!

***

Kimse kusura bakmasın ama korkunç bir zehirlenme içindeyiz.

Rezillik pazarının kurulmasına müsaade etmemeliyiz!

Maalesef...                                                                       

Birbirimize iyiliği tavsiye etmiyor,  riya patinajının çıkardığı dumanda boğuluyoruz; buradan yola çıkarak kaçan, bizi terk eden aklımızı yerine koymak zorundayız.

Cenaze merasimine gelen ünlü kişilere yer ayırmak için birbiriyle kavga edenler bu toplumun çocukları.

En ön safta namaz kılacağım diye adamlarına, korumalarına, partili kardeşlerine yer ayırın demek için tembihte bulunanlar da bu ülkenin insanları!

İnanın atalarımızın, dedelerimizin kemikleri sızlıyor.

Bizlerden kocaman icraatlar, adam gibi bir duruş umut ededursunlar, her gün umutları öldüren daha beter bir nesil fışkırıyor, haberiniz ola!

Son olarak...

Ya aklımızı başımıza toplayıp insan olduğumuzu anlayacağız, ya da sefillik uçurumunun en dibine yuvarlanacağız.

Unutmamak gerekir ki, mesele süper ligde oynamak veya takım elbisenin içinde yuvarlanmak değil.

Mesele, insan liginde başarılı olmak...

Bunu yaparken de kupaları kaldırmasan da olur, Abidin!

***

BUGÜN 11 EYLÜL

Bursa'mız 96 yıl önce şehre çullananlardan kurtuldu, huzura ve güvene kavuştu.

İşgalden çıkıp, özgürlüğe merhaba deyişimizin üzerinden neredeyse bir asır geçti.

Tophane'den, İpekçilik'ten, Setbaşı'ndan baktığımızda Hasanların, Ahmetlerin, Yusufların bize bıraktığı kentin toprağa, yeşile daha çok ihtiyacı olduğunu görüyoruz.

Şimdi hayal ediyorum,

Şehrimin sokaklarında İpekböceği'nin büyük bir iştahla yediği dut ağaçlarının yapraklarını, son baharda dalında ay parçası gibi duran ayvaları, çınar ağaçlarından dökülen yaprakların inanılmaz görüntüsünü.

Bu şehrin 40 yıl öncesini; yani komşulukların, kardeşliklerin, akrabalar arası samimiyetin, sokakta cilli oynayan çocukları, bayramlarda Atatürk Caddesi'nin tıklım tıklım doldurulduğunu hayal etmeye devam ediyorum.

***

BİR SÖZ

Kalp kör olduktan sonra gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.