Hava Durumu

Büyük Bursa depremi kapıyı çalmadan!

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2018 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2018 08:04

Deprem, insanın aklını başından alan, deli divaneye döndüren, çaresizlik girdabının içinde şaşkına çeviren kocaman bir felaket...

17 Ağustos 1999'daki depremi canlı canlı yaşayanlardan olduğumdan dolayı, yukarıdaki ifadeleri kullandım!

 O, küçük kıyamet gününü hatırlatmak gerekirse...

Kocaeli'nin ilçeleri olan Gölcük, Karamürsel, Halıdere'de yaşanan trajediye şahit olanlardanım.

Evleri, tekneleri, arabaları, ağaçları yıkıp, sağ kalanları çaresiz hale getirdiğini görüntüleyenlerdenim. Denizin, koca koca binaları nasıl doğal akvaryuma çevirdiğini, asfalt yolların, nasıl yerin dibine geçtiğini fotoğraflayanlardanım.

Sıra sıra dizilmiş tahta teneşirlerde, kurtlanmış insan cesetlerini büyük bir özveriyle yıkayıp kefenleyen fedakârlara ibretli gözlerle bakmıştım!

***

O korkunç günler geride kaldı ancak, bir hafta içinde Bursa iki kez sarsıldı; önce 3.8 ile Mudanya, ardında 3.0 şiddetiyle Osmangazi'de kendisini yeniden hatırlattı. Çok şükür yıkılan, hasar gören, çatlayan, patlayan binalar olmadı ama deprem ben buradayım uyarısında bulundu!

Tabi bu korkutucu hadiselerin ardından...

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Bursa'da 1855 yılında yaşanan ve küçük kıyamet olarak adlandırılan depremin benzerinin yeniden yaşanabileceğine sürekli dikkat çekiyor.

Mesela Er'in şu iddiası endişe verici:  "Şehrimizdeki binaların yüzde 60'ı çürük. 1999 depremi sonrası oluşan bilinç kayboldu. Hiçbirimizin bir deprem çantası yok. Okullarda böyle bir ders ve eğitim verilmiyor. Bu şuur çocukluktan itibaren aşılanmalı. Bizden daha şiddetli depremlerin yaşandığını Japonya'da bu eğitim var. Binalarımız bile güvenilir değil."

Şöyle bakıyorum da, daracık sokakları, caddeleri olan, çöp kamyonlarının bile rahat hareket edemediği Çarşamba pazarında bırakın depremi, Allah göstermesin, büyük çaplı bir yangın meydana gelse can kaybını binlerle ifade edebiliriz.

Evet,  durum bu. Bütün insanlığın kader ortaklığına gittiği bir sarsıntıdan sağ çıkmak için,

Böyle bir çağda hâlâ "yeryüzünden bağımsız" bir ada gibi yaşayamaz, önlemler almak zorundayız.

Yakın gelecekte, hiç arzu etmiyoruz ama Bursa ve çevresinin üzücü hadiselerle sarsılmaması için ciddi tedbirler alınması gerekiyor.

***

YAŞAMANA GEREK YOK, ATLA!

Salı günü Kestel'de bir olay yaşanmıştı.

Geçimini simit satarak kazanan vatandaş, 3 bin lira borcunu ödeyemediği iddiasıyla, canına kıymak istedi.

Kaymakamlık binasının çatısına çıkan genç adamı, kaymakam ikna etmiş, intihardan vazgeçirmişti.

Ancak bu vatandaş, Türkiye'nin farklı şehirlerinde 15 defa aynı girişimde bulunduğu ortaya çıktı.

Yani bu işi meslek haline getirmiş.

Amma velakin, simitçi intihar etmek için çatıya çıktığında kendisine, "atla, ne yapacaksın yaşayıp" diyenlere ne demeli, bunu bilemedim.

***

BİR SÖZ

Kimse kusura bakmasın,  modern zamanların temel problemi, gündemle ilgili olarak herkesin hızla uzman olabilmesidir.

Ulvi Saran

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.