Bülent Arınç'a hain diyenler parmak kaldırsın!

Birilerinin eline salahiyet geçince demediklerini bırakmadılar.

Davet edildikleri iftarlarda, ilçe kongrelerinde sallayıp durdular.

Hele bazı patavatsızlar öyle şeyler mırıldandı, potlar kırdı ki, kendilerini dinleyen teşkilat mensupları öğretilmiş çaresizlik içinde alkış tuttular.

Ne de olsa Bülent Arınç 'siyaseti bıraktım' demişti, nasıl olsa Bursa'ya da gelmiyordu.

'Gücü elime geçirdim, başbakan yardımcısı oldum ben, Arınç falan dinlemem eleştiririm, kendimi alkışlattırırım' havasına giriştiler.

Nasıl olsa bindirilmiş kıtalar alkışlıyor, sorgulamıyor, 'yav bu adamı Reis Bursa listesine koydu, vekil yaptı, sen ne biçim insansın, eline geçirdiğin bakanlık forsunla Arınç'a kaynıyorsun, eleştiriyorsunuz' diyemediler.

AK Parti Bursa'da görev yapan bazı faniler!

Bugünleri göremedikleri için Bülent Arınç'a ağzından çıkanı kulakları duyamayacak şekilde saldırdılar, 'hain' bile dediler.

O hain dedikleri Arınç'ın, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine atandığı son dakika olarak haber merkezlerine düştü.

Sadece haber merkezlerine değil bazılarının kalplerine de!

Hadi yüreğiniz yetiyorsa Bülent Arınç'a yine hain şapkasını takın, gömleğini giydirin, hadi!

Eğer bir kükreyiş içinde olacaksanız, masanın altına gizlenmeden yapın, hain yakıştırmalarını!

Unutmadan söyleyelim.

Yakın zaman içinde Bursa'da bazı şeyler yeniden harmanlanacak.

Bu şehre zerre hayrı dokunmayanlar, siyaset sahnesinden silinip gidecek.

Keşke, görev yaptığınız süre içinde kötü bir sezon geçirmeseydiniz, bak şimdi küme düştünüz, gülüm!

Denemesi bedava,  ister ilçe ziyaretlerinde, ister sünnet düğününde, nikahta, Arınç'a hain diyenler parmak kaldırsın!

***

BURSA'NIN GİZEMLİ HAYIRSEVERİ

Adamın biri, Bursa'nın farklı semtlerindeki marketleri ziyaret edip, aldıkları ürünün parasını ödeyemeyen vatandaşların borçlarını ödüyormuş.

Neden adamın biri dedik, borçlular kendisini tanımıyor da ondan.

Gizemli bir insan, şov peşinde değil.

Önceden tespit edilmiş fakir sofralarına şov yapmak için oturan riyakarlar gibi de yapmıyormuş.

Veresiye defterinde kimin ne kadar borcu varsa hesaplatıyor, iş yerine parayı ödeyip, defteri alarak gidiyormuş.

Anlaşılan o ki, bu hayırseverin kendisini birilerine beğendirmek gibi bir derdi yok.

Amacı, garibanların bayram üzeri yüzünü güldürmek.

'Bakın beni gençler çağırdı, mutfakta yemekte pişiriyorum, haberim yokmuş gibi yapıp çekin" demeyi de akıl etmemiş bu gizemli hayırsever.

Zaten hayır yaparken önemli olan, sefil ve muhtaç durumda olanların izzeti nefsiyle oynamamaktır.

Kalpler ancak bu şekilde kuşatılır.

Tabi zehirlenmişlikten kurtulabilirsen!

***

BİR SÖZ

Bir insanın ve topluluğun başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri, 'artık' yadırgamamak.

Murat Sevinç