Ahlaklı ve vicdanlı insan tecavüzcü olamaz

Gün geçtikçe ve artarak...

İnsanın kanını donduran, hayattan soğutan olaylara şahit oluyoruz.

3 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edip, öldüren sapkınlarla birlikte yaşıyoruz.

Suç işleyenler için ceza caydırıcıdır; yani kötülük yapmak isteyenleri engellemenin adı.

Bakıldığında bizim kanunlarımızdaki cezaların hiç de öyle olmadığını görüyoruz.

Suç makinasına dönüşmüş herifler insan öldürüyor, küçücük yavrulara işkence yaparak katlediyor... Sonra bir bakıyoruz bu alçaklarla aynı hayatı paylaşıyoruz.

İnsanın canını yakan, evladına tecavüz eden kişinin suçu tespit edildikten sonra onunla ilgili cezayı ailesi, karısı, kocası, anne ve babası vermesi veya müdahil olması gerek.

Adam otuz yaşında kırk suçtan sabıkası var. Bakıyorsunuz, hiçbir pişmanlık belirtisi göstermiyor!

Demek ki uslanmıyor, hatta daha da çok azgınlaşıyor. Yani verilen ceza yetersiz kalıyor!

Şu bir gerçek ki, toplumda ahlak ve vicdan sorunu zirve yapmış vaziyette.

Bu arada unutmayalım; hukuk, bir suç işledikten sonra; ahlak ise yapmadan önce hesap sorar.

Aynı sözü tekrarlamış gibi olsak da, ekonomik olarak en yüksek seviyelere yükselmiş olan toplumlarda ahlak ve manevi kalkınma yakalanmadıysa,  şimdi olduğu gibi durum daha da vahimleşiyor. 

Bunun için tüm gücümüzle çalışmalıyız. Toplumsal bir temizliğe ihtiyacımız var.

***

Buradan yola çıkarak, ahlak ve vicdanla donanmış olan insanda, disiplin ve terbiye zirve yapar.

Sonra ne mi ortaya çıkar...

İnsan öldürmez, çocuklara tecavüz etmez, annesinin kolundan bilezikleri çalmak için anasını katletmez.

Tabiata gereken özeni gösterir, canlılara eziyet etmez, hayvanlara şefkatli davranır.

Ağaç kesmez, fidan diker, şehirleri betonlaştırmaz,  zayıfları korur, yere düşene tekme atmaz.

Yolda kalmış olan birine yardım eder,  restorasyon yaparken eski eserlere zarar vermez, merhametli olur, görev yaptığı cami cemaatini nasıl gençleştiririm diye didinir.

Başkasının malına göz dikmez, el uzatmaz.

Anne babasını huzur evi diye "topluma kakalanan" yerlere sıpıtıp atmaz...

Zekât ve sadaka vermeye en yakınlarından başlar.

Yani, yaptığı en ufak bir işten bile bir gün hesaba çekileceğini, bundan kaçışın olmadığını bilir...

Allah'ı gereği gibi tanır, sever ve aynı zamanda da ayağını denk alır.

O yüzden diğer yaratılmışlara merhamet gösterir, kendini üstün görmez.

Çünkü Hz. Peygamber bizlere, "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin" diyor.

Hâsılı insani kodlara geri dönmek çok önemlidir, Bayram!

***

CAN DOSTLARI UNUTMAYIN

Bir kere daha hatırlatalım.

Havalar ısındı.

Sokak hayvanları yani kedi, köpekler ve kuşlar zor durumda.

Nasıl mı?

Konuşamadıkları için su isteyemiyorlar.

Su buladıkları zaman ölüyorlar.

Ne olur...

İnsanlık hanenize "artılar" koymak, iyilik adamı olmak için can dostlara sahip çıkın.

Bulduğunuz plastikleri su kabı yapın.

Bu canlılara sahip çıkın.

***

BİR SÖZ

Siyonist İsrail'e karşı duruşumuz ve tavrımız bellidir.  Filistinlileri katledenlerin elini sıkamayız, alkışlayamayız.

Hakan Albayrak