112 'can' kurtarıyor, meşgul etmeyin

Son günlerde 112 çağrı merkezini gereksiz yere meşgul edenlerin sayısında inanılmaz bir artış söz konusu.

Durum çok vahim.

Tarif etmekte zorlandığımız bu durumla ilgili, eğitimsizliğin zirve yaptığını söyleyenler de var, toplumun bir kesiminin zıvanadan çıktığına dikkat çeken de...

Düşünsenize; anneniz, babanız, en sevdiğiniz evde fenalaştı, kalp krizi geçirdi.

Veya yaya geçidinde adamın birine otomobil çarptı.

Yana yakıla 112'yi arıyorsunuz.

Verilen yanıt; "Araçlarımızın tamamı görevde, adresinizi aldık, yönlendiriyoruz."

Tabi, can kurtarmak için görev bekleyen ambulanslar, birilerinin yalan yanlış bilgileri doğrultusunda sözde olay yerine intikal edince, hakikaten canıyla uğraşan yaralıyı, kalp krizi geçiren vatandaşlarımızı maalesef kaybediyoruz.

***

Bu aramaların içinde öyle utanç verici hadiseler yaşanıyormuş ki, inanın insanın akıl tutulmasına uğramaması için hiçbir sebep yok.

Mesela...

-Düdüklümün kapağı açılmıyor, sıkıştı, ne yapabilirim?

-Telefonumun pin kodunu unuttum nereden öğrenebilirim?

-Canım çok sıkılıyor, ne tavsiye edersiniz!

-İnternetim kesildi ne yapmam lazım!

-Kuru fasulyeyi soğanla yersem namazım kabul olur mu?

-Soğuk havalarda camide abdest almam doğru mu?

Nasıl ama!

Bir de anne babasından habersiz oyun oynayan çocukları da eklersek işin vahametini siz düşünün.

Bunlar gibi akla hayale gelmeyen saçmalıklarla bazı ruh hastaları tarafında 112 acil servis aranarak meşgul ediliyor.

İşte bunca kahır ve zehirlenmenin olduğu bir zaman diliminde elimiz, kolumuz bağlı oturmamamız lazım.

Yanlış ve yalan ihbarlardan dolayı arayan kişilerin tespit edilip gereği yapılmalı.

Ancak verilen cezalar yeterli değil.

İnsanların canını saniyelerle kurtarmaya çalışan ambulansları, kendi zevkleri için meşgul ederek birilerinin ölmesine, sakat kalmasına, kalıcı hastalıkların pençesinde kıvranmasına sebep olanlarla ilgili yasada önemli değişiklik yapılması gerekiyor.

Bu adımı da iktidar partisinin Bursalı vekillerinin atması, muhalefetin parlamenterlerinin de destek vermesi, yaşanan faciaların sona erdirilmesi adına önemli bir dayanışma olarak görüyoruz.

O zaman hiç vakit kaybetmeden devleti zarara uğratan, millete gözyaşı döktürenlerin defteri dürülsün!

***

VİCDANSIZ ANNE!

Bir alışveriş merkezine dokuz ay karnında taşıdığı 3 yaşındaki Hamza'yı bırakıp, ortadan kaybolan anne bulunmuş.

Evladını AVM'nin oyun parkında oynarken terk eden vicdansız annenin, Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri yaptıkları kısa süreli araştırmanın sonucunda bir otelde kaldığını tespit ettiler.

Daha önce de çocuğunu terk eden kadın, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılmış.

"Kendime bakamıyorken bu çocuğun günahına girmek istemem. Böyle olmasını istemezdim" notu yazarak yavrusunu vicdansızca ortalıkta bırakan annenin takibe alınmasında fayda var.

Böyle insanların kontrol altında tutulması gerekiyor. "Bakamıyorum, böyle olmasını istemezdim" gibi ifadelerin arkası araştırılınca daha farklı şeylerin ortaya çıktığını da görebiliriz.

***

BİR SÖZ

Siyasetten, devrimden ve düşüncelerimden asla vazgeçmeyeceğim.

Fidel Castro