Hava Durumu

Zirve'nin düşündürdükleri

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2019 07:30

Afrika kıtası 30 milyon km2 büyüklüğüyle dünya karalarının yüzde 23'ünü oluşturuyor.

Bu kıta üzerindeki 54 ülke de yaklaşık 1,3 milyar insan yaşıyor.

Zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla dünya ekonomisinin hammadde deposu niteliğinde.

Jeostratejik konumu itibariyle oldukça önem arz eden coğrafi bir konum.

Avrupa'ya çok yakın. Ortadoğu'nun da hemen yanı başında, iki Okyanusa, Akdeniz'e ve Kızıldeniz'e kıyısı var. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, göreve geldiğinde yaptığı ilk açıklamada;  "Rusya'yı ekonomik gücü yüksek, modern, teknolojik ve nüfuzlu bir ülke haline getireceğim" demişti.

Her geçen gün üstüne koyan doğalgaz ve petrol fiyatlarının hanesine yazmasıyla elde ettiği maddi gücün tekelini ölçülü kullandı.

Sancılı bir dağılma sürecinden sonra S.S.C.B'nin,  yeni modern güç Rusya olarak bu kadar erken toparlanıp tekrar küresel güç haline dönüşebileceğini, doğrusu kimse düşünemezdi.

Rusya fethedilmesi güç değil, neredeyse imkânsıza yakın bir kale.

Yeraltı kaynakları ve bilişimde çok iyi olduklarından her türlü imkânları var. Bunda Sovyet alt yapı geleneğinin etkisi de azımsanamaz. Moskova'yı gören araştırmacı karakterler bu bilgiye mutlak şahit olmuşlardır. Şehrin altı sığınaklarla ve siperlerle doludur. Adeta bir labirent. Benzer savunma yapılanmaları diğer şehirlerde de mevcut.

Daha pek çok düzen.

Hâli hazırda aktif, ama saklı geçit.

Nükleer mühendislikte kazanılan yükselen ivme, ülkeyi küresel arenada başka bir seviyeye taşıdı.

AFRİKA'YA AÇILAN İKİNCİ PERDE

2000'lerden itibaren Rusya'nın Afrika'ya ilgisinin yeniden yenilenmeye başlaması bölge hakkında planlar yapıp stratejiler geliştirmesi, üst düzey ziyaretlere de kapı araladı.

Rus enerji şirketlerinin Afrika'ya yatırımları, iletişim köprülerinin boyunu uzattı.

A.B.D'nin tek kutuplu dünya düzenine inat, çok kutuplu bir dünya için çalışan Rusya yeni müttefik arayışlarına yönelmek zorundaydı.

Topraklarındaki enerjiyi, dış politika aracı olarak başarılı bir siyaset ile yönetip bugün Avrupa'ya diz çöktüren Putin, küresel enerji piyasasının kontrolörü olma hedefini çeyrek asırda tamamladı.

Ama bölgesel ve küresel yeni pazarlara yelken açmak, ürettikleri mallar için hammadde ihtiyacının karşılanmasını sağlamak gibi de bir realiteleri var.

Afrika ise, ihtiyaçları, doğal yerüstü ve yeraltı kaynaklarıyla bu arza kesinlikle karşılık verebilecek bir potansiyel.

Yalnız Rusya'yı kara kıta'da etkin ve yetkin bir Çin mahallesi karşılayacak.

Afrika'da her taşın altından bir Çin'li çıkıyor.

Ve tabi ki Fransa'nın hâlâ önemli bir kontrolü söz konusu. Keza A.B.D'nin bölgeye verdiği önemde 20. yılında. Ancak Çin'in Afrika'daki yayılımını bunların hiç birisi tanımlayacak yeterlilik de değil. A.B.D ve Fransa'nın buna engel koymak için darbe, müdahele, rüşvet, v.s ne denedilerse olmadı. Her seferinde Çin masadan üstün ayrıldı.

(Çin'in Afrika stratejilerini ayrı bir yazıda ele alacağım)

A.B.D ve Avrupa'da yayınlanan pek çok dergi, biraz karşı propaganda ve önlem çağrısıyla Çin'in Afrika'daki istilâsına işaret ediyor. Konferanslar toplantılar düzenliyor.

Afrika, geleceğin Ortadoğu'su olma yoluna giriyor. 

Çıkarlar 21. Yüzyılda kara kıtada çakışacak.

Mazlum Afrika'nın verimli topraklarında yükselen trendin dışında kalmak, uluslararası platformlarda görünmemek anlamını taşır.

Rus halkı, eski saygınlığını istediğini, Putin'i başa getirmekle daha en başta ortaya koymuştu. Öyleyse şu durumda Soçi' deki iki günlük Rusya - Afrika Ekonomik Forumunun ana temâsı da belirginleşmiş olmuyor mu?

Rusya, ulusal çıkar odaklı siyaset yapar. Bölgedeki bütün güçlerle etkileşim kurar, süzgecinden geçirir. Öyle iç siyasetle uğraşmaz.

Eşit bir gelir dağılımının olmadığı ve misyonerlerin yıllardır cirit attığı Afrika'da son model silahların savunma amaçlı olarak depolarda kalmayacağı mâlum.

En azından mâkus sürecin (iç çatışmalar) geç tecelli etmesi yönünde insani umutlar hep var.

Rusya, Nijerya'ya 12 adet Mİ-35 saldırı tipi helikopter satmak için anlaştı.

Nijerya dış işleri bakanlığı helikopterlerin Buko Haram terör örgütü ile mücadele etmek için kullanılacağını açıkladı. Umulur ki öyle kalsın.

Nijerya'da Boko Haram terör örgütünün etkin olduğu bölgelerde faaliyet gösteren misyonerler fakir Müslüman halka sözde yardım adı altında para vererek din değiştirtmeye çalışıyor. Yani kaşınan yaralar yok değil. Aynı misyoner grup Ürdün'de de fetva dağıtıp yandaş toplama derdinde.

Tipik, arap baharı esintilerinden örnekler bunlar.

Ajanlar her yerde olduğu gibi burada da toplumun altını dinamitlemişler.

Rusya şimdilik silahtan para kazanıyor ama, Afrikalılar kendi aralarında iç hesaplaşmalara yönelirlerse Rusya iki defa kazanmış olacak.

Hem silah ticareti devam edecek.

Hem de zayıflayan coğrafyalara müdahele ederek satatüsünü belirleyecek.

Suriye'de olduğu gibi. 

Afrikalı liderlere yeni tüfekler tanıtıldı. Farklı model silah endüstrisi de emirlerine âmâde.

KAZ GELECEK YERDEN...

Rusya Sovyetler Birliği döneminden kalma, 20 milyar USD'ı geçen borcu sildiğini açıkladı. Bu ikinci borç silme hadisesi. 2006'da da 12 milyar USD' lık bir bakiye'nin üzerine çizgi çekilmişti. Rusya'nın mali gücünü, dirayetini ve gelecek planlarını buradan öngörebilirsiniz. 

Halen dünyanın en büyük ikinci silah ihracatçısı konumunda olan Rusya, Ortadoğu'dan sonra Afrika'da da yayılımcı politikasını sürdürüyor. 2012 yılına kıyasla 2017'de Afrika'ya silah satışı ikiye katlandı.

Afrika silah ithalatının yüzde 39'u Rusya'dan karşılanıyor.

Bu, üretilen silahların üçte birinin Afrika'ya gitmesi demek oluyor.

Anlaşılan o ki;  Ortadoğu'da kalan 40 - 50 yıllık petrol rezervine alternatif arayan küresel güçler, teselliyi Afrika'nın altınlarında bulacaklar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.