Hava Durumu

Sözde soykırım 24 Nisan (1)

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2020 06:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.04.2020 06:40

Türkler ve Ermeniler çağlar boyu aynı coğrafyada huzur ve barış içinde yaşamışlar.

Hatta Ermeniler, Osmanlılarca Millet-i Sâdıka (Sadık Millet) olarak dahi  adlandırılmış.

19. Yüzyıl'ın sonlarında ise imparatorluk bünyesinde Ermenilerden pek çok üst düzey bürokrat çeşitli kademeler de görev almış.

Bu dağılım, 22 Bakan, 33 Milletvekili, 7 Büyükelçi, 11 Konsolos, 29 Paşa ve 11 Profesör olarak kayıtlara geçmiş.

Buradan da net bir şekilde anlaşılmaktadır ki, Osmanlı'da hak eden hak ettiği mevkiye tebaasına bakılmaksızın getirilmiş, bilgi ve becerisinden faydalanılmış.

Tüm bu eşitliğe rağmen Anadolu Ermenileri özellikle akrabaları olan Rus etkisindeki Kafkasya Ermenilerince kışkırtılarak Hınçak (1885) ve Taşnak (1890) olarak çeteleşmiş ve kutuplaşmanın fitilini de yakmışlardır.

Zaman içinde başta İngiltere olmak üzere, Fransa, Rusya ve ABD idaresinde kurulan Taşnak ve Hınçak terör çeteleriyle aynı safta yer alanlar, I. Cihan Harbi'nde Rusların güdümünde Türklere ve Kürtlere karşı katliam yapmaktan çekinmemişlerdir.

Ermeniler bu katliamlara 5 yıl boyunca devam ederek doğu, güneydoğu ve güneyde etnik temizliğe girişmiş ve kendilerine bağımsız devlet kuracak coğrafya oluşturma çabasına yönelmişlerdir.

Böylece yüzyılların dostluğu rafa kalkmış İngiliz oyunu hedefini bulmuştur.

Ermenilerin Osmanlı'yı kendi emelleri doğrultusunda parçalamak isteyen devletler tarafından kışkırtıldığı ve terör örgütleri ile desteklenerek eylemlerin her iki halk arasında acılarla dolu bir tarih yaşanmasına neden olduğu apaçık Osmanlı arşivlerinde belirgindir.

Bu arşivler bugün bile meraklılarınca internet üzerinden okunabilir, uydurma yanlış bilgi kirliliğinin önüne geçilebilir.

27 Mayıs 1915'te başlatılan Ermeni Tehciri ise kesinlikle bir Ermeni soykırımı olarak değerlendirilemez. Bu tehcir sadece ayrımcılık girişimindeki isyancılara karşı yapılan bir zayıflatma ve kırma politikasından ibarettir.

Oyuna alet edilen bir kısım Ermeniler ve Ruslarca bir gecede Van'da 30 bin Türk ve Kürt vatandaşımız katledilmiştir.

Olayı takiben İttihat ve Terakki Cemiyetince "Ermeni Tehcir Kararnamesi" çıkarılmıştır.

Osmanlı Devleti, tarihinin hiçbir döneminde hiçbir tebaasına karşı şiddet kullanmamış, İslam sancağının derdine düşmüş bir ulustur.

Ermeni Komitacılar ise, 1,5 milyon Müslüman Türk'ü acımasızca katletmelerine rağmen durumu kendi lehlerine saptırmaktadırlar.

Aradan geçen yıllara rağmen Türkiye hala bu konuda haksızca köşeye sıkıştırılmaya çalışılmakta, lobi faaliyetleriyle tazminata ve farklı beklentilere çekilmeye çalışılmaktadır.

Oysa fazlasıyla mağdur edilen taraf Türklerdir.

Öncelikle sapla samanı ayrı tutmakta fayda var.

Ermenilerin akilâne kısmı bu olaylarda yer almamış ve terör örgütlerini desteklememiştir.

Hatta bazı Ermeniler, bazı aklı evvel Ermeni teröristlerden kaynaklanan tehdit, baskı ve gasp olaylarına maruz kalmış ve şiddet görerek can vermişlerdir.  (Devamı yarın)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.