Şok harekatlar

Terör Örgütü PKK'nın bu defa da "Pençe Kartal Operasyonu" ile ini başına geçti.  

Türk Silahlı Kuvvetleri 14 Haziran 23:47'de Kuzey Irak'ta PKK'yı hedef alan geniş kapsamlı bir hava operasyonuna imza attı.

Onlarca hava aracının 58 dakikada tamamladığı başarılı görevin terör unsurlarınca büyük bir yıkım olduğuna dair duyumlar var.

Milli Savunma Bakanlığı operasyonları "şok harekatlar" olarak değerlendirdi.   

Irak'ın kuzey doğusu ile kuzey batısı arasındaki Kandil'den Sincar'a uzanan hatta,  örgüte ait 81 hedef imha edildi.

Azami oranda yerli savunma gücüne yönelik silahların kullanılması ülke insanın göğsünü kabartırken, dışarıdaki mikserlerin de huzurunu kaçırdı.  

Kısıtlı bir hava koridoruna F-16'ların sürekli inip kalkması, İHA'ların bölgeyi taraması ve hatta tanker uçaklarıyla havada yakıt ikmalinin yapılması da dünyaya adeta gövde gösterisi niteliğinde dersler verdi.

Terör örgütünü kendi üssünde avlayarak gerekli yerlere ilgili mesajları gönderen Türk birlikleri, artık baş altı kategorisindeki yerini yadırgıyor.

Bölücü gruplarının en büyük avantajı olan vur kaç taktiği bu coğrafya için artık sonuç vermeyen demode yöntemler arasına girdi bile.

Bugün hava kuvvetlerimiz düşmanın tepesine binecek tartışma götürmez bir teknolojiye sahip.

Bu da işaret ediyor ki yakında çok daha çarpıcı operasyonlara imza atılacak.

Zamanımız, teröre karşı hiçbir dönem olmadığı kadar bir kararlılık gösterisine şahitlik ediyor.  

Halen dış hareketliliğin en fazla olduğu bir dönem de 3 ayrı cephede caydırıcılığını konuşturan bir Türkiye gerçeği seyrediyor dünya.

Suriye, Irak ve Libya'da Türkler destan yazıyor.

Lazer Pound cihazı ile önceden işaretlenmiş hedefler misket ve varil adı verilen akıllı bombalarla tam isabet vuruldu.

Harekat'ta hedefe odaklanan bombaların %85'i yerli üretim ROKETSAN tarafından ordu envanterine armağan edilmiş.

Örgütün yeni depolama alanları açmasına yönelik faaliyetler içinde olduğu bilgisi ile hayata geçen harekat, yeni mühimmat depolarının imhasının yanı sıra, Türkiye'ye sızmak için tasarlanan yeni yolların ve yeni üslerin yapımına engel olmak maksadı ile start aldı.

Hemen akabinde devreye sokulan "Pençe Kaplan Harekatı" ile ise, terörü bizzat yuvalandığı noktalarda ziyaret etmek! Amacıyla kurgulandı.

Teröristlerin sivil halkı baskı ile çatışma alanına çekme oyununa, TSK beklenmeyen bir tak tik  ile karşılık verip geri çekilince, hain planları da suya düşmüş oldu.  

Tek bir sivil hayatını kaybetse yaygara kopartılarak Türkiye uluslararası çevrelerce sıkıştırılacaktı.

Ama Mehmetçiğin olağanüstü stratejisi tüm bu ayak oyunlarını alt etti.

Silahlı Kuvvetlerin oyuna gelmemesi ve konu üzerindeki kılı kırk yaran hassasiyeti sivilleri kurtardığı gibi, terör destekçilerinin de eline koz vermemiş oldu.

Bu harekatın düzenlenmesi yeni terör cephelerini ortadan kaldırılmanın yanı sıra, PKK'nın 15- 16 Haziran'da planladığı saldırının da önünü kesmiş oldu.

Diğer bir durum ise; Birleşik Devletlerde gelişen ayaklanmalar sonucu terör güçlerine yönelik destek konusunda yaşanan görüş ayrılığı tam olarak masaya yatırılmadan bizim kendi işimizi görmemizdi.

Yunanistan, İtalya ve Fransa üzerine uyguladığımız stratejiler ve geri dönüşleri de haklılığımızı apaçık ortaya koyuyor zaten.

Kim ne derse desin, Türkiye dış politikada hem sahada hem masada altın çağını yaşıyor.

En çok da yüksek volüm de gürültü çıkaranlar bunun farkın da zaten.