Hava Durumu

Komşu! (1)

Yazının Giriş Tarihi: 15.05.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.05.2020 07:30


Zamanında medeniyetlerin beşiği olmuş birçok adacıktan meydana gelen, demokrasiden krallığa, sonra yeniden demokrasiye evrilen bir devlettir komşu Yunanistan.

Topraklarının üçte birini savaşmadan anlaşmalar ile bünyesine kattığından, hiçbir dönem kendi ağırlığı olmadı.

Bu  yüzden Avrupa'dan daima son arka bahçe muamelesi gördü.

Geçmişi ile yaşayan ve o çizginin ötesinde pekte kendiliği olmayan, korunup kollanmaya alışmış bir ülke portresi çizdi kuruluşundan bu yana.

Navarin kıyısı güneyindeki Pylos kentinde büyük bir anıt vardır.

Bu anıtın üç ayrı tarafında İngiliz-Fransız ve Rus Amirallerin rölyefleri bulunur. Dikkat kesilmenizi rica ediyorum;Bu anıtta bir tek Yunan kahramanının bulunmayışı nasıl açıklanabilir sizce?

Ben açık edeyim;

"Bugünkü Yunanistan'ı güçlü emperyalist devletler kurdu" demektir bu.

Durumun finansal yönü irdelendiğinde ise, 1800'ler sonrası ülkenin kurulmasına destek amacıyla Londra borsasından 3 milyon pound borç para aktarımının sağlandığı bilgisi karşımıza çıkıyor. 

Bu durum, aslında Yunanistan'ın kumar masasında doğmuş bir ülke olduğu gerçeği ile de yüzleşmemizi sağlıyor.

Ayrıca verilen borç paranın da yine İngiltere'den askeri malzeme, cephane v.s alınmak şartıyla tekrar İngilizlerinin kasalarına döndürüldüğü dip notunu da atlamak olmaz.

İşim gereği defalarca çeşitli limanlarına uğradığım komşu da görüp yaşadığım; Tarihler boyunca kaderlerinin özellikle Avrupalı devletler tarafından şekillendirilmesine alışmışve bunu kanıksamış olduklarıdır.

Bu rahatlıktan sonra kendi ayaklarının üstünde durmak onlara biraz sıkıntı verecek gibi.

Daha yaşamayı seven, eğlenceli, belki birazda fazla rahat bir toplum olma görüntüleri hep canlıydı.

Çalışıp üretmeyi sanki sahiplerine devretmiş gibiler.  

Mitçotakis'inTürk çekincesinden olsa gerek topraklarını A.B.D üslerine peşkeş çekme isteğibaşka nasıl açıklanabilir ki?

Ayakları yere basmayan, milli güce dayandırılmayan, hayaller ile kendini besleyen bir devlet yapısı, kendine yetme planlarına nasıl soyunabilir?

Bugün de eski Grek geleneğinin bir parçası olan Batıya dayalı siyasi iradelerini hep birlikte esefle izliyoruz.

Nüfusları yok.

Toprakları verimsiz.

Sanayi ve Endüstri hak getire.

Ekonomileri zaten küçük ve ağa babalarının tekelinde.

Ellerinde kalan ise sadece Turizm ve Gemicilik.

Gemicilikte ise başarılarının perde arkası farklı.

Hazıra kondular.

Yılların mirasını yiyorlar.

Yarım asır önce ABD eski hurda savaş gemilerini Türkiye'ye hibe etmek istemişti.

Fakat zamanının ilk DTO Kurucu Başkanı Ziya Kalkavan bu teklife sıcak bakmayınca teklifin yönü bu defa komşuya doğru kaydı.

Bu fırsatı iyi değerlendiren Yunanistan o günün ABD mirasını iyi işleyerek sektörde bugünkü lider konumuna ulaştı.

Elle tutulur, sahip oldukları tek değerleri de budur.

Yunanistan'ın biz Türk Milletine göre tek artısı ise, orantılı Devlet ve Millet ideolojik bütünlüğüne sahip olmasıdır.

Yunan ırkı büyük bir tutku ile M.Ö 300'lerin mirası olan Atina-Sparta ve Makedonya Helenistik çağının bugünkü temsilcileri, uygarlığın yani demokrasinin beşiği olarak görürler kendilerini.

Doğu Roma İmparatorluğunun bugünkü temsilcileri, eski çağlarda Grekçe'nin konuşulduğu her yerin kendilerine ait olduğu takıntısına sahiptirler.

Bu faydasız kör bencillik halende ülke halkınca rağbet görerek kendini anlamsızca besler.

21'inci asırda da bu eski alışkanlıklarını barındırıyorlar. 

Ülkede daha ilkokul çağlarından itibaren işlenen Türk düşmanlığı ve aleyhtarlığı halen prim yapıyor.

Haber kanallarında ve tartışmalı açık oturumlarda Türkiye sürekli gündemin ilk sırasında.

Öyle görünüyor ki halkın kinini diri tutmak istiyorlar.

Alıcısı hep bulunuyor nasılsa Türk düşmanlığının Yunan siyasetinde.

Oysa bizde Yunanistan belki, senede bir defa akıllara gelir-gelmez.

Anlaşılan, Ege ve Akdeniz'in tam olarak sahibi olmadıkları gerçeği onları yoruyor. Oysa geçmişte 400 yıl bir arada yaşayan iki halkınşimdiye kadar çoktan bir masa etrafında toplanıp sıkıntılarını çözmesi gerekirdi.

Üstelik geçmişte Yunanlıların yardımına koştuğumuz, çaresizlikle uzanan ellerini geri çevirmeyen erzak dolu ambarlarıyla yetişen Kurtuluş Gemisi mirasına rağmen.

Fakat Yunan diplomasisi dostluk çağrılarını her zaman kulak arkası etmiştir.  (Devamı yarın)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.