Güven sorunu

Türkiye küresel silah endüstrisinde atağa geçti.

Geçen yıllara oranla iş hacmini hatırı sayılır seviyelere taşıyarak tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti.

ASELSAN ve Türk Havacılık dünya listelerinde ilk 100 arasında.

Uzmanlar Türkiye'nin bu başarısını yabancı tedarikçilere daha az bağımlı olma isteğinden kaynaklandığını dile getiriyorlar. 

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) açıklamalarına göre dünyadaki silah ticareti iki yıl öncesine göre yüzde 2,5 artarak 398.2 milyar usd seviyelerini buldu.

Silah satış hacmi ise son 20 yılda yüzde 44 artış kaydetti.

En fazla ikinci silah satışı yapan ülke konumundaki İngiltere, son dönemde yerini Rusya'ya kaptırdı.

Rusya hali hazırda dünya silah ticaretinin yüzde 9.5 ini elinde tutuyor.

10 Rus şirketi satışlarını yüzde 8,5 arttırarak 37.7 milyar usd seviyelerine ulaştı.

Küresel silah satışında A.B.D şirketlerinin egemen olduğu yüzde 57'lik oran, silahlanmaya giden bir dünyanın ispatıdır denilebilir.

YETKİLİ ALICI ORTADOĞU

Aslına bakarsanız dünyanın gidişatına yön veren ülkeler zaten listedekiler.

A.B.D, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Çin satıyor, Ortadoğu alıyor.

Ortadoğu bu kulvarda silah ithalat rekoru kırdı.

Son 10 - 15 yılda askeri harcamaları 1 trilyon usd'yi bulan Suudiler ise bu konuda adeta diğer Arap ülkelerine öncülük ediyor.

Suudi Arabistan'ın askeri harcama ortalaması bütçesinin yüzde 26'sına denk geliyor.

Riyad yönetiminin 2017 yılındaki askeri harcaması 70 milyar usd idi.

Prens Selman ile Başkan Trump 2018 de 100 milyar usd'yi geçen silah anlaşmalarına imza attılar.

Ancak şunu ifade etmekte fayda var ki, başta Suudiler olmak üzere alınan bu silahlar Müslümanlara karşı kullanılıyor. Öyleyse şöyle söyleyebiliriz; 

Dünya silah sanayini ve tüccarlarını birkaç petrol zengini ülke finanse ediyor.

Yapılacak en öncelikli iş, gidişatın sürüklediği yanlış tutuma engel olunmasıdır. Bunun yolu ise yeni silahlı çatışmalara zemin hazırlamak değildir.

Ortadoğu'ya yapılan silah satışı, küresel dünyaya yapılan satışın % 35 ine ulaşmış durumda. Bu, İslam alemi için son derece kaygı verici bir realitedir.

Suudi Arabistan'dan sonra ikinci en büyük silah alıcısı ise, Hindistan.

İki ülke nüfusu karşılaştırıldığında ise olayın ciddiyetini kavrıyorsunuz.

AYRIŞTIRILAN İSLAM ÜLKELERİ BARONLARI BESLİYOR

Müslümanlar kendi aralarındaki çatışmalara son vermedikçe İsrail'in ekmeğine yağ sürmeye devam edeceklerdir. Hem maddi olarak haçlı kazanıyor. Hem de birbirimizle çatışarak onlara hizmet etmiş oluyoruz.

Diğer bakış açısıyla savunma sanayimizin silah ihracatındaki yüzde 170 oranında ki artış sevindirici olmakla birlikte, ülkemizin en fazla silah sattığı ülkelerin yine Müslümanlardan oluştuğunu görüyoruz.

• Suudi Arabistan,
• Türkmenistan,
• Birleşik Arap Emirlikleri (B.A.E)

Burada Türkiye'nin sattığı silahların Müslümanlar arası çatışmalarda kullanılmaması en öncelikli temennimizdir.

Müslümanlardan birlik olmalarını beklediğimiz bir durumda öncelikli olarak kardeş kanının durdurulması gerekir.

Bunu başarabildiğimiz takdirde İslam ülkelerinin zenginlikleri, haçlı ittifakının hizmetinden çıkar.

Sözün özü anormal paralar harcanıyor.

Ölüm kusan bu soğuk aletlere harcanan nakit ile barış ve kardeşliğin imarı yeniden yapılırdı istenebilseydi.

İnsanlar hayatlarını kaybediyorlar belki sebeplerini bile bilmeden.

Hani bazen pembe gözlüklerle TV'ler de konuşuluyor ya sınırlar açılsın, insanlar kaynaşsın hayalleri, dilekleri, rengarenk kelebekleri.

İnanmayın olacak iş değil.

Neden mi?

Uluslar birbirlerine güvenmiyorlar.

Çünkü, silahlılar..